Köşe Yazıları

” Bir bebeğin hayata onların eliyle tutunması.”  Bu çok özel bir durum.

“Dört dörtlük” deriz ya işte öyle bir kadın Sevgili Dr. Çiğdem KARAS Mesleğindeki başarısı, enerjisi, neşesi, bilgisi, güzelliğiyle. Ayrıca mükemmel bir anne ve uyumlu bir eş…  Kadın hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem KARAS’ la sizler için çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik 

Kendinizden biraz bahsedermisiniz? Op.Dr.Çiğdem Karas  kimdir?

-Önce iyi bir insan,iyi bir doktor olmaya çalışan, hasta ile empati kuran, kadınları kendi alanımda bilinçlendirmeye gayret gösteren biriyim.

1978 yılında Bursa’da doğdum, 1993 yılında TC. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü adına Bursa ili Gençlik Temsilcisi seçilerek,lisanslı sporcu olarak Bursa Belediye Spor takımında 6 yıl yüzdüm , çeşitli derecelerde madalyalar kazandım

2000 yılın da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; Yüzme TakımKaptanı olarak yüzme kariyerine devam ettim.

-2005 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalında uzmanlık ünvanını aldım. 2005 yılından beri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak görev yapmaktayım.

Evliyim. Bir kız, bir oğlan, iki çocuk annesiyim.

Uzmanlığınız ve özellikle alanınızda en çok zaman ayırdınız konular nelerdir?

Kadın Hastalıkları ve Doğum branşının kapsadığı tüm alanlarda hizmet veriyorum. Gebelik öncesi dönem, gebelik ve doğum süreci, doğum sonrası adaptasyon ve emzirme, kısırlık, yardımcı üreme teknikleri, bunların dışında kalan kadın hastalıkları ve özellikle genital estetik konusunda hastalarımıza tam zamanlı destek vermeye çalışıyorum.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı seçerken nelere dikkat etmelidir?

Hastalarımızın ihtiyacı; doğru iletişim kurabileceği, empati gösteren bir doktorla doğru bilgiye ulaşarak tanı ve tedavi sürecinde kendisinin de dahil olması. Bizim işimiz insan ve güven üzerine. İlişkide, doktor-hasta güveni o kadar önemli ki, hastalarımız bize canlarını hiç tereddüt etmeden emanet ediyor. Bu nedenle hiçbir ilişki doktor-hasta ilişkisinin önüne geçmemeli. Hastalarıyla bu güveni doğru kurdukları kendilerini açıkça ifade edebildikleri, empati kurabilen doktor bence o hasta için doğru doktordur.

Sezaryenin tercih edilme sebeplerinden biride normal doğumun vajinaya zarar vermesi korkusu.Peki zarar verir mi?

Doğum fizyolojik bir süreçtir. Vücudun normal bir fonksiyonudur. Her fizyolojik olay gibi bu vücut işlerinde de bazen patolojik olaylar olabilir. İri doğumlarda, çok uzun süren, doğum travayında, zor doğumlarda, vakum gibi müdahaleli doğumlarda; idrar kesesi ve kalın bağırsağın anüsten önce ki son bölümünde sarkmalar olabilir. İdrar kaçırma ve gaz kaçırma, kabızlık sorunları yaşanabilir. Aynı zamanda rahimde sarkabilir ve hatta rahim dışarı çıkıp ele de gelebilir. Cinsel fonksiyonlar bu nedenle bozulabilir . Bu gibi durumlarda hem düzeltici ve destekleyici müdahaleler hem de estetik kaygıları ortadan giderecek cinsel fonksiyonları düzeltici operasyonlar yapılabilir.

Sizce insan neslinin gelişimi açısından bir bebeğin dünyaya nasıl geldiği önemli mi?

Doğumu; aileye, topluma yeni bir bireyin katılması, kadının anne olması açısından bir geçiş evresi olduğu yolculuk olarak görüyorum. Bebeğin rahimden dünyaya gelişi de bir yolculuk. Ama benim burada anlatmak istediğim tam olarak bir kadının anne olma yolculuğu. Doğum süreci (eğer bu süreçte bir sıkıntı yoksa) doğanın kadına öngördüğü şekilde işlediğinde, annelik için gereken güdüler ve duygular kendiliğinden başlıyor. Anne ve bebek arasında bu sürecin sonunda büyük bir aşk oluşuyor. Bu aşk sayesinde hormonları kadını anne yapıyor. Bebeğini besleme, koruma ve büyütmek için gerekli annelik hisleri başlıyor. Böylece sağlıklı ve doğru bir bağlanma süreci kendine güvenen güçlü nesiller yetiştirmek için de bir başlangıç oluşuyor.

Sosyal Medya hakkında ne düşünüyorsunuz? Doktor seçiminde Sosyal Medya nasıl bir etki yaratıyor? 

Sosyal medyayı seviyor ve kullanıyorum. Ancak yinede siz bir doktoru reklam kampanyası ya da ajans çalışmalarıyla ünlü doktor yapamazsınız. Doktorun ününü hastasının memnuniyeti ve hastanın sizi diğer hastalara referans göstermesi belirler.Sosyal medyada takipçim olmasını, insanların samimiyetimi ve doğallığımı anlamasına onların gönüllerine bir yerden değmeme bağlıyorum. Aynı zaman da onlarla doğru bilgiyi ulaştırma çabama da destek verdiklerini düşünüyorum.

Kitap okumayı sever misiniz? Seviyorsanız hangi türler ilginizi çekiyor? En son hangi kitabı okudunuz? 

Kitap okumak küçük yaşlarda edindiğim en sevdiğim alışkanlıklarımdan biri. ilkokul öğretmenim her ay kitap klubünden  en çok kitap okuyan öğrenciye bir hediye verirdi. Onun bu girişimci desteği ile hepimiz birer kitap kurdu olduk. Her türden kitap okumayı tercih ediyorum. Mesleğim ile ilgili gelişmeleri genellikle makalelerden takip ediyorum. En son okuduğum kitap Haruki Murakami’nin ‘Sputnik Sevgilim’ ve İrvin Yalom’un ‘Din ve Psikiyatri’.

İş dışında neler yapmayı seviyorsunuz? Nasıl dinleniyor sunuz? 

Mesleğimizin getirdiği çok yoğun bir çalışma temposu olduğu için fırsat bulduğumuz her anı eşim ve çocuklarımla değerlendirmeye çalışıyorum. Eşim bir motor tutkunu olduğu için bu zevki bana da aşıladı ve hafta sonları motorla yeni yerler keşfetmek favorimiz oldu. Küçük tatiller de yurtdışına çıkıp güzel bir kafe de kahve eşliğinde güzel sohbetler yaparak yorgunluğu atmaya çalışıyoruz . Bir de spor tabi, hayatımızın vazgeçilmezi. Spor bir yaşam tarzı, bu tarza da dansı ekleyerek arada eğleniyoruz.

Tarzını sevdiğiniz modacılar kimlerdir? Siz kimleri tercih ediyor sunuz? 

Stella McCartney, Alexander Wang, Ralph Lauren, Helmut Lang, Beymen Academia, Alice+Olivia ve son zamanlarda Pinko en sevdiğim ve tercih ettiğim markalar.

Televizyon izler misiniz? Takip ettiğiniz tv programları var mı?

Televizyon neredeyse hiç izlemiyor desem yeridir. Daha çok akşam yemeklerin de haber programlarını seyrediyoruz. Netflixdizilerini severek izliyorum, en son ‘Narcos’ dizisini izledim. Bir de Game of Thrones dizisinin yeni sezonunu heyecanla bekliyorum.

Son olarak mutlu bir hayatın Sırları sizce neler? 

Şükretmeyle başlıyor bence herşey. Sahip olduklarınla yetinmek, üretmek, öğretmek, yardım etmek, yalandan değil içten gülümsemek, her türlü işi yaparken kendine inanmak ve bunu başarmak için gerekli gücü içinde hissetmek ve tabi ki sevginin gücüne inanmak.

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı