Mimaride Boyut Algısı: Var Olmak
Mimar İren Elçisoy, Boyutlar, Temel İçgüdülerle Boyut Algıları, Mimaride Boyut Algısı, Var olmak, Var Etmek konulu bir makale kaleme aldı.
Mimar İren Elçisoy, Boyutlar, Temel İçgüdülerle Boyut Algıları, Mimaride Boyut Algısı, Var olmak, Var Etmek konulu bir makale kaleme aldı.
Mimar İren Elçisoy, resmi web sitesi https://irenelcisoy.com.tr/ adresinde yer verdiği makalesinde; “Boyut kelime anlamı olarak; durum, kapsam, büyüklük, genişlik, sınırları belirli cismin x,y,z… yönlerindeki uzunluklarından hepsi anlamında geometrik ve kavramsal bir terimdir. Boyut algısı ise, sonsuz iç içe geçmiş boyutlar arasında, canlı türünün algılayabildiği sınırlardır. Bizler dünyada yaşayan insanlar olarak, 3. boyutu algılayabiliyoruz. 1. boyut ise kimi teorilere göre boyutsuzluk olarak kabul görüp, noktayı temsil etmektedir. 1. boyutta yaşayan canlıların (bakteri, virüsler…) boyut algısındaki en önemli içgüdü “var olmak” tır. 2. boyut iki nokta arasını dolduran noktalar bütünü yani, çizgidir. 2. boyutta yaşayan canlıların (bitkiler, ağaçlar…) en önemli iç güdüsü büyümektir. 3. boyutta yaşayan canlıların (hayvanlar…) en önemli iç güdüsü çoğalmaktır. 5. boyutta yaşayan canlıların (insanlar..) en önemli iç güdüsü diğer yaşamları anlamaktır (Dünya insanları olarak neden 3. boyutta yaşıyoruz derseniz bknz. Sümer Kitabeleri bknz cesur dünya ruhları). 7. boyuta geçtiğimizde ise bedensiz yaşam formunda en önemli iç güdümüz “var etmek” olup, ilkokul diplomasına hak kazanırız (2. boyut dışındaki tüm çift sayılı boyutlar basamak görevi görüp, geçiş boyutlarıdır.)
Yaşam, bilim insanlarıyla, kadim kitabelerin verdiği bilgiler sentezine göre; bir bütünün (Öz) büyük patlama (big bang) sonucu, irili ufaklı sonsuz parçacığa (ruh) ayrılması ile başlamıştır. Yaşamın başlangıcı.. Yine kadim kitabelerde yazan, bu patlama öncesi “öz”de olan canlı cansız herşeyin bir bütün olduğu, patlama sonrası ise bu bütünün parçalara ayrılıp, birbirlerinden uzaklaşırken (evrenin büyüme evresi), bir noktadan sonra ise ruhların birbirlerine yakınlaşmaya geçeceği (evrenin küçülme evresi) ve sonunda tekrar bütünleşeceğimiz yönünde; içi su dolu bir balona iğne batırıp patlamasını ağır çekimde videoya kaydetmemiz ve bir noktadan sonra videoyu geri sarmamız gibi. Bu da hepimiz aslında “bir-iz” kuramının temeli. Canlıların bu “Öz”e geri dönmedeki tekamül serüveninde amacı, kademeli olarak gelişmek ve var olmakla var etmeyi idrak etmektir. Kademeli gelişme ise yukarıda belirtildiği gibi boyut atlayarak gerçekleşir.
Bu genel bilgilerden sonra mimaride boyut algısına geçersek, mimari; bir yönüyle boşluk biçimlendirme sanatıdır. Yani tamamen boyutta algı üzerine kurulur. Küçük ölçekte bakarsak, mekanda boyut algısı; büyük ölçekte bakarsak, silüet, şehir algısına etki eder. Mimari yapılar fiziksel olarak statik olsa da, kullanıcı dinamiğiyle her açıdan farklı algılanırak hareket ve hayat kazanır. Mimarın en önemli görevi ise boyut algısını göz önünde tutarken, Öz ve Birlik kavramına uygun var olmak ve var etmek bağlamında yaşam tasarlamaktır” dedi.
e-Haber Ajansı (e-ha)