Köşe Yazıları
TÜRKÇEMİZİ KORUYALIM
Bildiğiniz ya da bilmediğiniz gibi ben uzun yıllardır İngiltere’de yaşıyorum. Gerçi meşhur, bitmek bilmeyen pandemiden dolayı epeydir buradayım ya neyse.
Beni tanıyanlar çok iyi bilirler, İngiltere’de adeta Türk Dil Kurumu’nun temsilcisi gibiyimdir. Türk arkadaşlarımla aramızda konuşurken, araya İngilizce kelimeler soktuklarında -bazen bilinçli, bazen kazara- ben hemen müdahale ederim. Hiç dayanamam. Hoşlanmam Türkçe konuşurken, araya İngilizce ya da yabancı kelimelerin girmesini. Hep derim, ya Türkçe konuşalım, ya da İngilizce. İngilizce konuşurken araya Türkçe kelimeler kattığınızı düşünsenize derim, karşınızdaki şaşkın şaşkın bakar, anlamaz ne demek istediğinizi. O halde niye biz güzelim Türkçemize İngilizce kelimeler katıyoruz?
Gerçi uzun yıllar yurtdışında yaşayınca bazen kelimenin Türkçe anlamı gelmiyor insanın aklına, ya da ağzımızdan çıkıveriyor farkına bile varmadan. Tabi ki lafım onlara değil. Bilinçli bir şekilde İngilizce ya da yabancı kelimeler katarak, Türkçemizi katledenlere lafım.
Ben İngiltere’de bu kadar dikkat ederken buraya geldim geleli gördüm ki burada da, Türkiye’de de durum pek farklı değil. O kadar çok yabancı kelime kullanılmaya başlanmış ki, hayret ediyorum. Bazen anlamıyorum bile kullanılan kelimenin ne demek olduğunu.
Çünkü sadece İngilizce değil, bir çok dilden kelimeler kullanılmaya başlanmış. Fransızca, Arapça, Farsça derken bir çok kelime girmiş günlük konuşmalara. Zaten hali hazırda Türkçemize girmiş, kullandığımız bir çok yabancı kelime varken, yenileri ekleniyor her geçen gün.
Update, peak, pandemi, lebalep, idiot, start, puzzle, ambiyans, deklarasyon, inovasyon ve daha bir çok kelime.
Ben Londra’dan bu konuya o kadar dikkat ederken baktım ki burada Türkiye’de durum hiç de öyle değil. Yabancı kelime kullanmak havalı bile geliyor sanırım bir çoğuna göre. O yüzden olsa gerek bir çok dükkan, mağaza ve alış veriş yerlerinin ismi de çoğunlukla yabancı.
Peki neden? Kendimize ait bir güzel bir dilimiz varken, zengin kelime haznemiz varken, 12 Temmuz’da da Ata’mızın öncülüğünde, Türkçemizin Arapça ve Farsça sözcük ve dilbilgisi kurallarından arındırılıp Türkiye Cumhuriyetinin ortak ve ulusal dili olarak yazı ve konuşma dili haline getirilmesini amaçlayan Türk Dil Devriminin ve 26 Eylül’de Türk Dil Bayramımızın 89. yılını kutlayacakken, niye bu kelimelere ihtiyaç duyuyoruz ve niye Türkçemizi katledip, yabancılaştırıyoruz?
Türkçemize, güzel ve bize has dilimize sahip çıkalım, değerini bilelim ve yabancı kelimeleri kullanmamaya, dilimizi yabancılaştırmamaya özen gösterelim, Türkçemizi koruyalım!