Köşe Yazıları

ÇUKUROVA’DA ERMENİ MEZALİMİ VE 28 MART DÜZİÇİ’NİN KURTULUŞU

Sevgili Okurlarım;

Bugün sizlere Anadolu yaşanan Ermeni zulmünden ve o zulümden kurtularak yeniden özgürlüğünü elde eden Osmaniye’mizin güzel ilçesi Düziçi’nden bahsedeceğim.

Türk Milleti Anadolu’ya yerleşmesinin ilk yıllarından itibaren fethettiği topraklardaki toplumlara hoşgörü ve adaletle yaklaşmıştır. Hiçbir milletin diline, dinine karışmamıştır. Oysa ki,16.yy dan itibaren  sömürgecilik faaliyetlerine başlayan Avrupa devletleri ele geçirdikleri toplumları temelinden sarsmışlar her türlü değerlerini yok etmişler ve onlara kendi kültürlerini empoze etmişlerdir.

O yüzdendir ki bugün Afrika’da, Amerika’da; İspanyolca, Portekizce, İngilizce, Fransızca gibi Avrupai diller konuşulmaktadır. Eğer Türkler egemenliği altına aldıkları toplumlara aynı şekilde yaklaşmış olsaydı takdir edersiniz ki dünyanın yarısından fazlası Türkçe konuşur ve Müslüman olurdu. Osmanlı devletinde Fatih Sultan Mehmet Han’dan itibaren Ermenilere daha da fazla ayrıcalık ve hoşgörü tanınmıştır. Hatta Türk Milleti onlara öyle bir güvenmişler ki; her şeylerini emanet etmişlerdir. Ermenilere “Milleti Sadıka” yani en sadık millet demişlerdir. Fakat 1800 yılların sonuna doğru Ermeniler emperyalistlerin piyonu haline gelmeye başladılar. Bir taraftan İngilizler, bir taraftan Ruslar, Ermenileri Türklere karşı kışkırtmaya başladılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında doğu bölgesinde Türklere karşı soykırıma varan katliamlar yapmışlardır. Anlatılanlara ve belgelere göre yaptıkları katliamlar insanlık dışı bir hal alacaktır. Hamile kadınların karınları deşilecek, yaşlıların derileri yüzülecek, kadınlara tecavüz edilecek, çocukların gözleri oyulacak bunlarla da yetinmeyen Ermeniler köyleri yakıp yıkacak toplu katliamlara başvuracaktır.

Ermeniler katliamlarını farklı bölgelerde de devam ettirecekler. Kurtuluş savaşı sırasında güney cephesinde Adana, Antep, Maraş’ta Fransızların maşası olacaklar burada da toplu katliamlarına devam edeceklerdir.

Sevgili Okurlar, biz yıllarca büyüklerimizden bu bölge de yaşanan katliamları dinledik. Derlerdi ki;

  • “Yavrularım Ermeniler katliamlara başlayınca köyleri boşaltmaya başladık. Köyde er yoktu yaşlılar, kadınlar ve çocuklar vardı. Gerisi hepsi ya Çanakkale de ya yemen de hepsi vatan müdafaasındaydı. Bizim buralarda ermeni mezaliminden kurtulmak için “Gaç Gaç” yaşandı.”

Diye anlatırlardı.

Evet, Sevgili Okurlar; Ermeni zulmünü en acısıyla yaşayan yörelerden bir tanesi de Çukurova’nın gözbebeği ilçelerinden Düziçi’dir. Çukurova da yaşanan bu trajedi “Gaç Gaç” diye bilinmektedir. Ermeniler kendi ağa babalarından aldıkları silah ve mühimmat desteği ile , yöre halkına akıl almaz zulümler yaparak onların inancını kırmaya çalışmışlardır. Düziçi ve çevre halkı bu zulme boyun eğmeyecek kadınıyla, çoluyla çocuğuyla dağlara çıkarak bağımsızlık mücadelesine kanının son damlasına kadar devam edeceklerdir. Haruniye yöresinin sevilen aşiret ve ailelerinden olan Hüseyin Hilmi, Mehmet Yeşil, Hacı Efendi, İsmail Ökkeş, Yazlamazoğlu Süleyman ağa, Andırın’ın kesim köyünde Osman Tufan ile görüştüler ve Haruniye Kuvayımilliye Teşkilatını kurdular. Başkan olarak Hüseyin Hilmi görev aldı.

Bende büyüklerimden büyük büyük dedelerim Mart Osman’ın, Ömer Kâhya’nın Molla Abdullah’ın, Ermeni zulmüne karşı verdiği destansı mücadelelerini dinleyerek yetiştim.

Çocukluğumda hep 28 Mart’ın gelmesini beklerdim. Çünkü o gün, bizim ilçemiz bayram yerine dönerdi. Şehrin ileri gelenleri, gaziler çete kıyafetlerini giyer silahlarını kuşanır cenk için hazır beklerlerdi. Kurtuluş savaşının yiğit davulcusu Maraşlı Abdal Halil Ağanın torunları davullarını bir gelin gibi süslerler ve 28 Mart günü sabaha kadar davullarını gâvurun böğrüne vurur gibi çalarlardı. İlkokuldan liseye tüm öğrenciler kurtuluş günü etkinliğinin yapılacağa alana toplanırdı. Orası sanki bir panayır alanı gibi cıvıl cıvıl olurdu. Sırasıyla Gaziler, Çeteler, Öğrenciler; Ermeni zulmünden halkın nasıl kurtulduğunu anlatan gösterilerini yaparlar, herkes onları beğeniyle izlerlerdi. En coşkulu anı final bölümüydü ki; Türk Bayrağı açılır ilçemizin kurtuluş gerçekleşirdi. Sonrasında herkes kortej yürüyüşü katılır bayrağı selamlayarak tören sona ererdi.

İşte benim bir 28 Mart bittiğinde yeniden diğer 28 Martları beklememin sebebi tam da buydu; “Tam Bağımsızlık ve Özgürlük”.

Düziçi’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıldönümünü kutluyorum.

Sevgili Okurlar köşe yazıma değerli arkadaşım Halk Ozanı Yusuf Geçit’ in 28 Mart Düziçi’nin Kurtuluşu ile ilgili yazdığı o muhteşem şiiri ile son veriyorum…

DÜZİÇİM

Al bayraklar dalga dalga açılsın

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

Söyleyin mehtere cenk marşı çalsın

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Çetelerim kol kol olsun dizilsin

Düşmanın ruhu da yine ezilsin

Dostlarım sevinsin küffar üzülsün

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Kanlı kılıç paslanmasın kınında

Yüce Allah Müslümanın yanında

Mor sümbüller çiçek açsın dağında

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Sabun Çayım neşe ile çağlasın

Karalar çözülsün aklar bağlansın

Dağlarında nazlı ceylan eğlensin

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Yaylalarda mor menekşe açılsın

Düz ovaya kokuları saçılsın

Toy kurulsun yenilsin de içilsin

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Emliklerim oğlaklarım akışsın

Sevdalılar nazlı nazlı bakışsın

Gülücükler cümle yüze yakışsın

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

 

Geçitoğlum Haruniye öz yurdun

Senin de içinden çekilsin derdin

Mert olur bayramı mert oğlu merdin

Bayramın var bugün senin Düziçi’m

Yusuf GEÇİT

 

Vatan Müdafaasına katılmış başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anar, Gazilerimize şükranlarımı sunar uzun ömürler dilerim.

Daha Fazla Göster

Abdullah Şahin

Tarihçi – Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı