Sağlık

Savaş bölgesinde hemşirelik neden önemlidir? 

Dünya yaklaşık 1,5 aydır devam eden Rusya ve Ukrayna savaşını takip ederken; savaş alanında sağlık hizmetleri ve sağlık personelinin önemi de öne çıkıyor. Hemşirelerin savaş bölgesinde sadece ilkyardım ve yaralılara sağlık hizmeti vermediğini belirten uzmanlar, savaşın yaşandığı bölgede hemşirelerin yoğun stres altında ve klinik uygulamalarını mümkün olduğunca en hızlı ve en doğru şekilde yapmak zorunda olduklarını söyledi. Uzmanlar, her türlü kaosun bir arada olabildiği savaş ortamlarında görev yapan hemşirelerin böyle karışık bir ortamda birden fazla müdahaleyi gerçekleştirebilmesi için zengin bilgi, beceri ve yeterliliğe sahip olmalarının gerekliliğine de dikkat çekti. 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, savaş bölgesinde hemşireliğin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, savaşların insanlık tarihi boyunca iki kabile arasındaki küçük çaplı çatışmalardan, yeryüzündeki nüfusun çoğunluğunu etkileyen düzenli ordular arasında geçen dünya savaşlarına kadar sıralanabileceğini söyledi.

 

21. yüzyılda savaşların, sivillerin günlük yaşantılarını sürdürdükleri ve genellikle çoğunlukta oldukları okulları, sokakları, spor stadyumlarını, otoyolları, bankaları ve alışveriş merkezlerini tehdit ettiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Savaşlarda bomba, nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar kullanılarak çok fazla miktarda insanın hayatı sonlanmaktadır. Savaşlar günümüz dünyasında baskın, ayaklanma ve terörist saldırılar şeklinde, yüksek teknolojinin yaygın olarak kullanıldığı oldukça karmaşık olaylar haline dönüşmüş, düzenli orduların birbirleriyle kitle imha silahları kullanmadan, görece doğrudan yaptıkları konvansiyonel savaşlar oldukça azalmıştır.” dedi.

 

Hemşirelerin savaş ve terör olaylarına hazırlıklı olmaları gerekmektedir

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, sağlık sistemi içerisinde önemli bir konumda olan hemşirelerin özellikle savaş ve terör olaylarına karşı hazırlıklı olmalarının önemine işaret etti. Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, şunları söyledi:

 

“Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen savaş ve terör saldırıları, orada çok uzun süre gizli kalmamakta, medya aracılığı ve anında erişimle çok geniş kitlelere duyurulmakta, mağdurlarla iletişim kurularak, onlara dünyanın diğer tarafından yardımlarda gönderilebilmektedir. Bu nedenle sağlık sistemi içinde hemşirelerin, savaş ve terör olaylarına hazır olmaları, sağlık hizmetlerinin sunumunun kesintisiz ve etkili bir şekilde devam etmesi için hem kişisel hem de profesyonel olarak niteliklerini geliştirmeleri gerekmektedir. Ayrıca savaşlar ve terör eylemleri, fazlaca insan yaşamını tehdit ettiği gibi sağlık hizmeti veren kurumlara da zarar vererek, ilk ve acil yaşam desteğini, hasta transferlerini, ileri tetkik ve tedaviyi ve sağlık personellerini de olumsuz etkileyerek çaresiz bırakabilmektedir.”

 

Kadınlar savaşlarda çok önemli roller oynadı

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, savaş ve terör olaylarından fiziksel, sosyal ve psikolojik yönden olumsuz etkilenen kadınların, aynı zamanda dünyanın neredeyse her yerinde yaralı askerlerin, diğer savaş ve terör mağdurlarının bakımında ve tedavisinde önemli rol oynadıklarını hatırlattı.

 

Florence Nightingale ve hemşirelik mesleği

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, Florence Nightingale’in Kırım Savaşı’nda (1854), kadınların yürüttüğü bakım hizmeti ile hasta ve yaralı askerlerin sağlıklarını olumlu yönde etkilemesinin hemşirelik mesleğinin miladı olarak nitelendirildiğini kaydetti.  Akgün, Kırım Savaşı’na 25 bin İngiliz askerinin katıldığını, bunların 18 bini dizanteri, kolera, beriberi, yüksek ateş, kalabalık yaşam alanları, pis hastane ortamı, yetersiz yiyecek, kötü hasta bakımı gibi nedenlerle hayatlarını kaybettiğini söyledi.

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Florence Nightingale’nin çevreye yönelik yaptığı iyileştirici uygulamalar ve tuttuğu istatistiklerde, çevre sanitasyonu, kişisel hijyen, el yıkamanın önemi gibi hasta bakımı uygulamaları, mortalite hızını %42’den %2.2’ye düşürmüştür. Yine Birinci Dünya Savaşı’nda 10 binden fazla hemşire savaşta görev almış, dört yılda 260 hemşire yaşamını yitirmiştir. Belçika Hastanesi’nde II. Dünya Savaşı’nda ise ateş altında görev yapan 1600 hemşirenin 210’u yaşamını yitirmiştir. Vietnam savaşına katılan 7 bin 500 hemşire, kurşunla yaralanan, yanık ve tropikal hastalığı olan askerlere bakım vermiştir. Hemşirelik bakımı ve tıbbi gelişmeler ile enfeksiyon hızı I. Dünya Savaşı’nda %29.3 iken, Kore Savaşı’nda %26.3’e, Vietnam Savaşı’nda %19.0’a kadar düşüş göstermiştir.” diye konuştu.

 

Ülkemizde hemşirelik hizmetlerinin geçmişi

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, ülkemizde hemşirelik hizmetlerine duyulan gereksinimin Trablusgarp Savaşı’nda (1911) askerlerin ağır kayıp vermesi ve yaralılara sağlık hizmetlerinin yeterince verilmemesi nedeniyle gün yüzüne çıktığını ve acil önlem alınmasına karar verildiğini söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Bu amaçla 1911’de Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) tarafından, Dr. Besim Ömer Paşa’nın desteğiyle, 6 ay süreli ilk hemşirelik kursu açılmıştır. Buradan mezun hemşireler Balkan ve I. Dünya Savaşı’nda görev yapmıştır.” dedi.

 

Acil durumlara doğru ve etkin bir şekilde müdahale etmeliler

 

Savaş ve terör olayları karşısında hemşirelere çok önemli sorumluluklar düştüğünü ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Saldırı durumunda hemşireler, afetlere benzer şekilde ivedilikle sığınmacılar, yaralı askerler, gebe ve çocuklar, yaşlılar gibi riskli grupları belirleyerek, her türlü yaralanma sebebiyle oluşan travma, yanık, kanama gibi acil durumlara doğru, etkin, hızlı bir şekilde müdahale etmekle sorumludurlar.” dedi.

 

Sadece ilkyardımda bulunmuyorlar

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, hemşirelerin kriz döneminin geçmesinin ardından beslenme, giyinme, hijyen ve barınma gibi temel yaşamsal ihtiyaçların giderilmesi ile ilgili sıkıntıları gidermek için çeşitli bilgi, yetenek ve deneyim gerektiren alanlarda hemşirelik hizmetlerini sürdürdüğünü kaydetti.

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Savaşta ve terör olaylarında, hemşirelik hizmetlerine rehberlik edecek planlar uygulanırken, hemşirelerin uzun çalışma saatleri ve zorlu çalışma koşulları ile ortamın olası özellikleri de dikkate alınmalıdır.” dedi.

 

Hemşirelere birçok görev düşüyor

 

Savaş ve terör olayları karşısında hemşirelere düşen başlıca rol ve sorumluluklara da değinen Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, şunları söyledi: “Diğer birimlerle beraber askeri operasyonun olduğu bölgeye, hızlı bir şekilde hareket etmek ve bu hıza uygun hazırlık yapmak, hayati risk önlemlerini almak önemli. Hemşireler ayrıca saldırı anında ilk ve acil yaşam desteği sağlamak, ileri bakım ve desteğe gereksinimleri olan yaralıların nakillerini düzenlemek, hastaların bakım gereksinimlerini belirleyerek uygun bakım planını planlamak, hemşirelik bakım ve tedavisini standartlara göre uygulamak, hafif yaralıların bakımlarını yaparak olabilecek en kısa zamanda askerlerin savaş bölgesine ve sivillerin de günlük yaşantısına devam etmesini sağlamaktan sorumludurlar.”

 

Savaş veya terör olayları sonucu çok sayıda masum insanın ağır yaralandığını ya da yaşamlarını kaybettiklerini belirten Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Hemşireler, bu gibi zor ve ağır durumlarla karşı karşıya kalabileceklerini ve böyle ortamların zorluklarını iyi bilmeli, duygusal açıdan aşırı zorlayıcı durumlara karşı kendilerini hazırlamalıdır. Çünkü savaş ve terör ortamında belirsizlikler hakimdir ve koşullar çabuk değişmektedir. Sağlık ekibi üyelerinin hızlı değişen koşullara hemen uyum sağlamaları ve hastanelerin farklı birimlerinin koordineli olarak çalışmaları gerekmektedir. Hemşirelerin böyle kritik zamanlarda sorunlara çözüm bulma yeteneklerinin ve iletişim becerilerinin de iyi olması gerekmektedir.” dedi.

 

Her türlü ortama uyum sağlama becerisine sahip olmalıdır

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, savaş ve terör ortamının bir taraftan teknolojik olanakların kullanılamadığı, eski teknoloji ile sağlık hizmetlerinin yürütüldüğü, malzeme, araç ve gereç kısıtlılığı yaşanabilecek alanlar olabileceği gibi son teknoloji ile donanımlı sahra, gemi hastanelerinde hizmet verilen, uzman doktorların uydu bağlantısı ile ameliyat ekibini yönlendirdiği, ambulans uçaklarda durumu kritik yaralının her türlü tıbbi girişim ve hemşirelik bakımının devam ettirilerek naklinin yapıldığı yerler olabileceğini ifade etti. Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, “Hemşirelik hizmetleri, bu açıdan her iki duruma da uyum sağlayacak bilgi ve beceri yeterliliğine sahip olmalıdır.” dedi.

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, hemşirelerin diğer tüm sağlık çalışanlarından farklı olarak hem ekip üyelerinin istedikleri tıbbi girişimlerin başarılmasından hem de yara bakımı, enfeksiyon takibi, pre-postoperatif bakım, ağrı yönetimi, rehabilitasyon eğitimi gibi bakım girişimlerinin uygulanmasından sorumlu olduklarını söyledi.

 

Bilgi, beceri ve yeterliliğe sahip olmaları önemli

 

Dr. Öğretim Üyesi Meftun Akgün, savaşın yaşandığı bölgede hemşirelerin yoğun stres altında ve klinik uygulamalarını mümkün olduğunca en hızlı ve en doğru şekilde yapmak zorunda olduklarını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Dolayısıyla böyle karışık bir ortamda birden fazla müdahaleyi gerçekleştirebilmesi için zengin bilgi, beceri ve yeterliliğe sahip olmaları da gerekmektedir. Ayrıca hemşireler savaş ve terör mağduru ile ilk karşılaştığı olay yerinde acil yaşam desteği anından, tıbbi bakım ve tedavinin takip edildiği hastane ortamı ile rehabilitasyon ve topluma uyum aşamasında da gerekli eğitim ve iletişimi sağlamalıdır. Bu nedenle hemşirelik uygulamaları, özel bilgi, beceri ve kompleks müdahaleler gerektirmektedir.”

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı