“Bu kadar yürekten çağırma beni
Sevgili okurlarım; 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı zaferinin yıl dönümünü büyük bir onur ve gururla kutluyoruz…
Ve sözümüze başlarken yunan palikaryasına “bu kadar yürekten çağırma beni diyoruz.
Kıbrıs bizim can damarımızdır. Güvenliğimizin yegâne teminatıdır.
O yüzden Haçlı zihniyeti Kıbrıs’ı almak için bizimle sürekli siyasi ve askeri çatışma halinde olmuşlardır.
1571 yılında ele geçirilen Kıbrıs’taki hâkimiyetimiz 1878 Berlin Antlaşmasına kadar devam etmiş, bu antlaşma ile ada İngilizlere kiralanmıştır. Ardından İngilizler I.Dünya Harbi’nde adayı işgal ettiklerini açıklamışlar, Lozan Barışı ile adanın İngiliz sömürgesi olduğu kabul edilmiştir.
1950’li yıllarda İngilizlerin ada’ dan çekilmesiyle birlikte, ada da iki toplumlu bir devlet kurulmuş fakat uzun ömürlü olmamıştır. Çünkü adada Rumlar, yönetimdeki üstünlüğünü kullanarak Türklere karşı soykırıma varan katliamlar yapmışlardır.
Türkiye bu duruma sessiz kalmamış Rumlara karşı adada Türkleri korumak için Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş önderliğinde Türk Mukavemet Teşkilatını kurarak bağımsızlık mücadelesine girişmiştir.
Birleşmiş Milletler, diplomasi kanallarını kullanarak bölgedeki çatışmaya son vermek istese de Rum tarafı buna yanaşmamış Türk katliamlarını her geçen gün sistemli bir şekilde arttırmaya devam etmiştir.
Türkiye tüm barışçıl yaklaşımları desteklemesine karşın sonuç elde edemeyince askeri harekâta karar vermiştir.
1922 Büyük Taarruz harekâtından beridir Taarruzda olan ordumuz, Kıbrıs’a da büyük bir çıkarma harekâtı düzenleyecektir.
Bu harekât gizlice gerçekleştirileceğinden bir parola belirlenmesi gerekmekteydi. Bu şifre İngiliz istihbaratı ve diğer tüm istihbarat örgütlerinin çözemeyeceği bir parola olmalıydı.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Dış İşleri Bakanı Turan Güneş ile Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar bir araya gelerek şifreli parolayı belirleyeceklerdi.
Parola “Ayşe Tatile Çıksın”
Parola için kararlaştırılan senaryo şöyleydi:
Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızının, adı “Ayşe ”idi.
Ayşe tatile gitmek istiyordu, fakat babası Turan Güneş buna hiçbir şekilde izin vermiyordu.
Ayşe bu duruma çok üzülmüştü.
Dışişleri Bakanı Turan Güneş, o günlerde Kıbrıs’la ilgili bir toplantı için Cenevre’ye gidecekti.
Ayşe, babasının gideceğini duyunca daha da morali bozulacaktı.
Turan Güneş Cenevre’ye gider ve Kıbrıs için yapılan toplantıya katılır.
Turan Güneş toplantıdan sonuç çıkmayacağını görünce yetkililerden bir telefon isteyerek kızını arayacağını belirtir.
Amaç;
-yabancı istihbarat örgütlerine Türk Ordusunun yaptığı gizli planları deşifre etmeden-toplantının olumsuz gidişatını haber vermekti.
Turan Güneş’in telefon isteği karşısında İngiliz delegeleri şaşkınlık içinde şunu söylemişlerdir:
“Yahu adamın memleketi elden gidiyor, o kızını düşünüyor.”
Bilmiyorlardı ki, o telefon konuşması dünyanın kaderini değiştirecekti.
Böylece kendini çok zeki zanneden İngilizler, bir kez daha Türk zekâsına mağlup olacaklardı.
Neyse,
Turan Güneş telefonu alır ve Ankara’yı arar.
Ve telefondaki yetkiliye o tarihi şifreli mesajı söyler.
“AYŞE TATİLE ÇIKSIN”
O gün hiçbir istihbarat bu şifreyi çözemedi.
Yunan mezalimi sırasında, Rum radyoları ‘Bekledim de gelmedin’ şarkısını çalıyor, palikaryalar Türklerle alay ediyorlardı hani nerde kaldı sizinkiler diyorlardı…
20 Temmuz sabahı daha gün yeni ağarırken Lefkoşa semalarında Türk paraşütçülerini gören Rauf Denktaş, arkadaşlarına sarılarak şunları söylüyordu ‘yağmur gibi indiler, en mutlu günüm.’
Türk askeri Kıbrıs topraklarına inerken Türk radyoları da ‘Bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim.’ şarkısını çalmaya başlayarak Rum tarafına tarihi mesajını veriyordu.
O gün yaşanan başarı Türk milletinin kalbinde ayrı bir yer edinmiştir.
Tüm Kıbrıs destanını yazanları rahmetle ve minnetle anıyor, yaşayanlara sağlık ve sıhhat diliyorum…
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin zafer günü kutlu olsun