GIDA KRİZİNİN EŞİĞİNDE MİYİZ?
Türkiye’nin tarım üretiminin %15’i afet bölgesinde... Ziraat Mühendisi Cem Hamavioğlu’ndan kritik uyarı: Gıda krizinin eşiğinde olabiliriz
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremin etkileri sürüyor. Depremin ardından bölgenin tarım ve hayvancılık konusu özellikle işgücü kolunun büyük bölümünün de bu sektörde çalışması nedeniyle kritik öneme sahip.
Ziraat Mühendisi Cem Hamavioğlu bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
“İmar Afları, Usülsüz Yapılanmalara Göz Yumulması, Hatalı Zeminler Üzerine Koca Şehirlerin Yapılması Ve Geldiğimiz Nokta Doğanın Bize Verdiği Felaket Niteliğinde Cevap”
Depremin etkilediği 11 il, 2.6 milyon hektarlık alanda Türkiye’nin toplam tarım üretiminin yüzde 15,5’ini oluşturduğunu belirten Hamavioğlu, “Tarım alanlarının büyük bölümünün amaç dışı ve yanlış kullanılması, yanlış zemin etüdleri ve yanlış yapılanmalar, imar affı gibi usulsüzlükler bu gün yaşadığımız sorunun temelini oluşturdu. Sağlam binalar ne denli önemliyse üzerine kurulduğu arazinin bu yapıya ne denli elverişli olup olmadığı da o denli önem arz ediyor. Şehirlerimiz depremlere dirençsiz hale geldi ve bu depreme de hazırlıksız yakalandık. Bölgede yer alan Çukurova, Amik Ovası, Maraş ve Adıyaman gibi illerde de yer alan çok verimli tarım topraklarının usulsüz biçimde imara açtılar ve üzerine koca koca binalar diktiler. Doğa bildiğini yaptı ve insanın tahrip ettiği, yanlış yapılan her şeyi üzerinden çekip attı. Bunlar depremden önce düşünülmesi ve denetlenmesi gereken konulardı, bu bize büyük bir ders olarak dönmeli ve hızlı bir şekilde önlemleri artırmalıyız” dedi.
“Olası Her Gecikme ve Aksaklık, Sadece Deprem Bölgeside Değil Bütün Ülkede Gıda Krizine Sebep Olur”
Tarımın 11 ilde en yoğun yapılan iş kolu olduğuna dikkat çeken Hamavioğlu, “Ülkenin geri kalanı için gıda tedariği de önem arz ediyor. Tarımsal üretimin hızlı bir biçimde tekrar başlaması gerekiyor ancak bunun için önce üreticilerin temel üretim ihtiyaçlarının temini gerekli. Depremden sonra bu üreticilerin traktörleri enkazlarda kaldı besilhaneleri yıkıldı ve tarım araç gereçlerine ulaşımları imkansız hale geldi. Devletin hızlı bir biçimde ahır, hayvanların barınabilmesi için çadır ve barınaklara destek olması gerekiyor. Bunların hızlı bir biçimde yapılmaması sadece deprem bölgesinin değil bütün Türkiye’nin yaşayacağı yeni bir krize yol açabilir” ifadelerini kullandı.
“Deprem Bölgesindeki Üreticilere Pozitif Ayrımcılık Yapılması Hepimizin Görevi”
Özellikle üreticiye bu süreçte bankaların destek olması , kredilerinin ötelenmesi ve destek fonlarının açılması gerektiğinin altını çizen Hamavioğlu, “Afet bölgesinde artarak devam eden “su krizi” var. Hayvanların su ihtiyaçlarının düzenli biçimde sağlanması gerekiyor aynı şekilde tarım arazilerinin de. Bunların her biri kısa ve uzun vadeli planlamalar olarak doğru ve hızlı bir şekilde düşünülmeli ve derhal hayata geçirilmeli. Özellikle kısa vadede hayvanların barınma,yem,su gibi ihtiyaçları çok çok önemli. Üretime seri biçimde başlanması için gübre,mazot,ilaç ve tohum desteği verilerek üretici yalnız bırakılmamalıdır. Üreticiye yapılabilecek bütün kolaylıklar sağlanmalıdır, SSK ve Bağkur prim ve ödemeleri uzun süreli olarak ötelenmeli, kredi kullanan çiftçilerin kredileri uzun vadelerle faizsiz yapılandırılmalıdır. Uzun vadede herkesin deprem bölgesindeki üreticilere pozitif ayrımcılık fikriyle yardımda bulunması ülkemiz için çok kıymetli olacaktır” şeklinde konuştu.