Köşe Yazıları

Anadolu’nun Edebiyatla Köprüsü Yıkılıyor

Türk edebiyatında Doğu ve Güneydoğu ile İç Anadolu, Karadeniz’in Kelkit Vadisi, Ege’nin iç kısımları hakkında yazılmış az sayıda edebi esere sahibiz. Cumhuriyetin ilk yıllarında Milli Edebiyatı geliştirmek adına Anadolu’ya yönelen belli başlı yazarlar arasında Ömer Seyfettin, Halide Edip, Yakup Kadri, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay, Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Fuad Köprülü , Ziya Gökalp , Memduh Şevket Esendal gibi güçlü isimleri sayabiliriz.

Bu ilk dönemin ardından Anadolu ile yaşayan halkın durumu “Köy Edebiyatı” olarak bilinen 1970’lerde yeniden yazarların ilgisini çekmeye başladı. “Köy Edebiyatı”nın güçlü isimleri arasında ise Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Halikarnas Balıkçısı, Aziz Nesin, Cevdet Kudret, Kemal Bilbaşar, Fakir Baykurt, Kemal Tahir, Tarık Buğra, Oktay Akbal, Necati Cumalı, Atilla İlhan, Aziz Nesin, Talip Apaydın, Orhan Hançerlioğlu, Tarık Buğra, Hıfzı Topuz, Zülfü Livaneli gibi isimler dikkat çeker. Bu dönemin siyasi yapısından olsa gerek toplumsal konular, bireysel hayatların önüne geçti.

Edebiyatta daha sonra ki yıllarda serbest kurgu ve genç yazarlar dönemi başladı. 1990’lardan günümüze değin artık Anadolu, çağdaş yazarların ana konusu olmaktan çıktı. Buna karşılık Anadolu ile köy hayatını, senaristlerin hayalle karışık aktardıkları film ve dizilerde görmeye başladık. Güçlü kalemlerin, yerini popüler isimlere bırakması aynı zamanda edebiyatımızda daralmaya, yayınevlerinin farklı konularda yazılan eserleri basıp, dağıtmayı, tanıtmayı riskli görmesine neden oldu. Ancak her karanlığın bir sabahı bulunduğu gibi edebiyatımızda tek tük de olsa Anadolu’yu anlatan çağdaş eserler popüler dönemde de yazılmaya ve basılmaya devam etti. Aralarında KÖKNAR Kitap’ın da bulunduğu az sayıdaki yayınevi, benim gibi Anadolu’yu özel alan seçen az sayıdaki yazar için umut oldu .

Bu arada güzel bir haber vermek istiyorum: Yeni sezonda Karamanoğlu Beyi Nure Sofi romanım da Anadolu ve Köy Edebiyatı’nı önemseyen KÖKNAR Kitap tarafından yayınlanacak. En önemlisi artık romana okuyucuların ulaşabilme sorunu da çözülecek.
KÖKNAR Kitap ile beni de buluşturan ortak ilgi alanımız, Anadolu’yu konu alan çalışmaları oldu. Yayınevinin İstanbul merkezli ve birbirini tekrarlayan konuların dışında farklı kitapları cesurca basması ilgimi çekti. Ardından da Sabancı Ailesi’nin sırlarını ortaya döken “Adana’da Piç Olmak” ve “Ateşe Düşen Kelebekler” adlı anı-biyografi türünde basılmış kitaplarını bir solukta okudum. Sevgi Sabancı’nın kaleme aldığı “Adana’da Piç Olmak” her yayınevinin kolay kolay basıp, her yere dağıtabileceği bir kitap değil. Ancak ticari kaygılardan dolayı Ferbaba Fırat’ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile töreyi anlattığı “Ataşe Düşen Kelebekler” de rahat basılabilecek konulardan değil. Her alanda kamplaşmanın ve taraftarlaşmanın neden olduğu TEKEL’in yayıncılıkta iyice güçlendiği ülkemizde okuduğum her iki kitaptan da çok etkilendim. Özellikle Ateşe Düşen Kelebekler, Doğu İnsanının fakirliğini, çaresizliğini, cehaletini, ahlak ile din ve töre arasındaki sıkışmışlığını anlamama rehber oldu. Hatta bugüne değin bölgeyi ve dönemini gerçekçi bir dille anlatan anı roman okumamayı da kendi adıma bir eksiklik gördüm. Oysa ötekini anlamanın, yaralarına dokunmanın ve tanımanın yolunun edebiyattan, sanattan geçtiğini düşünürüm. Ateşe Düşen Kelebekler’de ise Doğu insanına has pek çok detay denilebilecek bilgiye rastladım. Aynı zamanda da Anadolu’da Türk ve Kürt kardeşliğinin kadim bir geçişme dayandığını gördüm.

Ferbaba Fırat, Muş’tan çıkan bir ailenin Kurtuluş Savaşı sonrası Erzurum, Maraş ve Adana arasında geçen ibretlik olduğu kadar da can yakan dramını anlatıyor. Hatta okurken trajik bir sonla ailenin hayatının bitmemesini istiyor, heyecanlanıyorsunuz. Ne yazık ki fakirlik, töre, inançlar ile kadına toplumun bakışı, savaş gazisi ailenin de sonunu getirdi. Kitapta, Kürt ve Türk kardeşliği ile köy hayatları, kültürleri, kadın erkek ilişkileri hakkında da detaylı bilgiler verilmiş. Bölgeyle ilgili çalışma yapacakların ya da merak edenlerin kaynak kitap niteliğinde hazırlanmış, eseri mutlaka kütüphanelerinde bulundurmalarını tavsiye ederim.

Nurten Ertul

Daha Fazla Göster

Nurten Ertul

Gazeteci / Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı