GAZETECİ-YAZAR NAZAN ÖÇALIR KUTLU PARTİ MEDYA, İLETİŞİM VE TANITIM BAŞKANI OLDU.
Milli Mücadele Kahramanı olan dedesi Arifzade Şahap Azmi’nin hatıratını biyografik romana çeviren Gazeteci –Yazar, Halkla İlişkiler Uzmanı ve TV Program Yapımcısı Nazan Öçalır uzun bir aradan sonra yeniden siyaset sahnesinde yerini aldı.
Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun yeni kurmuş olduğu KUTLU PARTİ’de Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirilen Nazan Öçalır ile yeni partisi ve yeni görevi ile ilgili konuştuk.
–Nazan hanım, biz daha önce sizi “Bir Başka Kırmızı” ve “Arifzade Şahap Azmi” kitaplarınızla Ege Time sayfalarına konuk etmiş, okuyucularımızla tanıştırmıştık. Gazetecilik alanından yazarlığa evrilen hayat öykünüze yer vermiştik. Şimdi sizi bambaşka bir kulvarda siyasetin içinde görüyoruz. Bu hızlı geçişleri nasıl değerlendirmemiz gerekiyor?
Öncelikle çok okunan Ege Time sayfalarında olmaktan bir kez daha mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Bu tarz röportajlar bizlerin duygu ve düşüncelerini iyi ifade edebilmesi için en önemli fırsatlar oluyor. Sorunuza dönersek, evet belki birbirinden çok farklı alanlar gibi görünen tüm bu alanların ortak noktası İLETİŞİM… Yani benim mesleğim…
Gazetecilik mesleğimi hakkıyla yapamayacağıma inandığım zaman deneyimlerimi kaleme alarak insanlarla paylaşmak istedim. Yazarlık çalışmalarım böyle başladı. Gazete, dergi haberciliği ile kitap yazarlığının aslında birbirinden çok farklı olduğu açıktır. Ancak kişi yapmak isterse önünde engel tanımaz. Biyografi yazarlığı derken araştırma ve incelemeye yönelik iştahım kabardı ve bu kez de İstanbul Ticaret Odası adına hazırladığım“ Tarihi Miras İstanbul” adlı kitabımla okuyucunun karşısına çıktım. Bir yandan kendi hayallerimi gerçekleştirirken diğer yandan başkalarının hayat öykülerini de yazmaya başladım. Derken bir gün çok saygı duyduğum Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hocamdan bir davet aldım. Çalışmalarını yakından izlediğim ancak yüz yüze hiç karşılaşmadığım hocamla iki görüşmemiz sonrasında kendimi KUTLU PARTİ Kurucular Kurulu içinde buldum. İlk toplantımızda da hocam bana medya, iletişim ve tanıtım konusunda yardımcılığı görevini verdi.
–Planlarınız arasında siyaset alanında çalışma yapmak var mıydı?
Hayır kesinlikle yoktu. Bir ara siyasete adım atmış, ancak orada bir başka dünya olduğunu görmüş, istediklerimi gerçekleştiremeyeceğimi anlamış, geriye çekilmiştim. Ben de her okumuş aydın insan gibi siyasetçilere olan güvenimi kaybetmiştim. Oysa çok şeyler yapmak istiyordum. Bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, yetişmiş bir insanı olarak geçmişlerimize bir borcum olduğunu düşünüyordum. Ülkemizin bu kadar çözüm bekleyen sorunu varken bunları görmezden gelmek bizler gibi vatan, millet, bayrak sevgisiyle yetişmiş insanlara yakışmazdı. Hep bir yerlerden başlamak isteğim vardı. Ancak arkasından yürünecek, güven verecek insan da göremiyordum.
-Ve bir gün Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ile karşılaştınız.
Aynen öyle oldu. Hiç hesapta olmadığı bir zamanda bu ülke için ne yapsam da faydalı olsam diye çırpınıp dururken sanki birileri benim sesimi duydu. Duygu ve düşüncelerimi “Arifzade Şahap Azmi” adlı kitabımla ilgili çeşitli toplantılarda konuşmalar yaparken defalarca anlatmıştım. Kulaktan kulağa yayılan düşüncelerim sanki yerini bulmuş gibi bir hisse kapıldım. Hocamla ilk karşılaşmamızda içimden biriken duyguları bir çırpıda anlattım. Bir baktım ki yalnız değilim. Karşımda benim gibi düşünen ve elini taşın altına koymaya hazır bir bilge insan var. Dedem ve babam kendisine verilen vatan görevinden kaçmamış bu ülkenin kurtuluşunda, kuruluşunda ve yaşamasında ellerinden geleni yapmışlardı. Artık ben de hazırdım. Ve gelen teklifi kabul ettim.
-Parti yönetimindeki insanları önceden tanıyor muydunuz?
Bir gazeteci olarak gündemi aktif olarak çalışsam da çalışmasam da takip ederim. Parti içinde görev alan Yusuf Halaçoğlu hocam dışında tek bir insanı görevi nedeniyle basından tanıyordum. Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım… O sık sık televizyonlara çıkıp açıklamalar yapardı. Onun dışında kimseyi tanımıyordum. Ancak yaklaşık dört aylık bir süre sonunda çok kıymetli değerlerle birlikte olduğumun farkına vardım. Devlete yıllarca hizmet vermiş bürokratlarla birlikteydim. Onlar benim için bulunmaz birer derya…
-Biraz da yeni görevinizden söz etsek… Bir partinin Medya, İletişim ve Tanıtım Başkanı olmak nasıl bir şey? Neler yapmayı planlıyorsunuz?
Bu görev; benim şimdiye kadar öğrendiğim ve uyguladığım tüm iletişim bilgi ve becerilerimi ortaya koyacağım bir alanı kapsıyor. Kutlu Parti’de Kurumsal Halkla İlişkiler yapacağım. Kutlu Parti’nin amaç ve hedeflerini basına, dolayısıyla halka en iyi şekilde anlaşılır bir dilde anlatacağım. Basından gelecek soruların cevaplarını araştırıp onlara bildireceğim. Partimizindışa açılan görünen yüzü olacağım. Benim yaşıtlarımın çoğu şu an medya kuruluşlarının yöneticileri konumunda… Onlarla yeniden konuşmak ve görüşmek, karşılıklı bilgi alış verişinde bulunmak zor olmayacaktır diye düşünüyorum. Medya kuruluşlarıyla ilişkilerimi daha da kuvvetlendireceğim.
-Daha önce böyle bir deneyiminiz olmuş muydu?
Evet, siyasi danışmanlık yaptım. Bir milletvekilinin seçim kampanyasını yönettim.
-Yeni görevinizde size başarılar dileyerek sözü tamamlayalım. Takipte kalacağız.
Çok teşekkür ederim. Bizim çalışmalarımızı izlemeniz, eksiklik ve aksaklıklar konusunda uyarmanız bizleri geliştirir. Sonuçta hepimiz bu vatanın evlatlarıyız ve birlikten güç doğar.
RÖPORTAJ : Taner Günay