KADIN ERKEK ÇIKMAZI!
Şahsıma sitesini ve dergisinin sayfalarını açan eskimez dostum Taner bey, “Celalim sen çiçekle börtü böcekle uğraşacak adam değilsin, sert yazılarını özledim” deyince cevabım bir an da ağzımdan istem dışı döküldü.
Kardeşim “korkuyorum” dedim. Cevap, sende haklısın oldu. Aslında haklı olmak istemiyorum. Özgürce yazmak, babamı, annemi hatta sevdiklerimi gerekirse en sert ama yapıcı olarak eleştirmek istiyorum.
Bu defa kendimi çok sert eleştireceğim.
Bir insan böyle mi olur be adam?! Senin çocukluğunda şimdi senin yaşında olanlar ne adamdı! Babam, fakir fukaranın hep yanındaydı, ya sen? Merhamet neredesin, şefkat hanisin, vicdandan dökülen gözyaşlarım özledim seni…
Hani yirmili yaşlarda öksüzün başına elini koyardın da yaşlar gözlerinde adeta çağlayan olurdu…
Kadınına eş olamayan, çocuklarına hakkıyla baba olamayan, annesine evlat, akrabalarına yakın olamayan, nefsinden gelen galeyanları püsküren ben!
Etrafında yapılan zulümlere karşı dur diyemeyen. İnsan olamayan, hayvana hakaret olmasa hayvan diyeceğim varlıkların hadsizliklerine sessiz kalmak zorunda olan ben! Korkularından dolayı haksızlığı haykıramayan, endişeler kuşağında inim inim inleyen ben…
Sevdiklerinin imdat çığlıklarına karşı siyasi manevralar üreten, yalın bakamayan, çözemeyen ah ben ah…
Sevdiklerini hakkıyla sevemeyen, gönül gözüyle onları kuşatamayan, koruyamayan ben.
Dertlinin derdiyle, zalimin zulmüyle mücadele edemeyen ben, yüzlerce binlerce ben.. Siz okurlarını doyurucu yazılarla doyuramayan yine ben…