Köşe Yazıları

KAĞNI KAMYONU YENER Mİ?

Bir Milletin İstiklal Yürüyüşü Ve Şerife Bacı

İnebolu’dan Ankara’ya giden zorlu bir yol vardır. O yol ki bir milletin yeniden doğuşunu gerçekleştiren yoldur. İstanbul’daki Karakol – MimMim – Felah cemiyeti gibi gizli cemiyetler Anadolu’ya Kuvayımilliyecilere silah ve cephe tedarikinde bulunmaktaydı. Elde edilen silah ve cephane gizlice deniz yoluyla İnebolu’ya oradan da kağnılarla Ankara’ya taşınmaktaydı.

 

F.Hüsnü Dağlarca’nın da dediği gibi;

Yediyordu Elif kağnısını,

Kara geceden geceden.

Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,

Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,

İnliyordu dağın ardı, yasla,

Her bir heceden heceden.

****      ****               ****

Mustafa Kemal’in kağnısı derdi, kağnısına

Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.

Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,

Nam salmıştı asker içinde.

Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,

Doğrulmuştu yola önceden önceden.

 

O kağnılar ki bir milletin kaderini değiştirecekti…

 

“Kağnı kamyonu yener mi?”

Fransız temsilcisi ve eski bakanı Bouillon batı cephesinde Yunanlara karşı girişilen kurtuluş mücadelesi sırasında cepheye silah ve mühimmat taşıyan kağnıları gördüğünde müthiş etkilenmişti. Şerefine verilen akşam yemeğinde, kağnıları kullanan kadınları anlata anlata bitiremiyordu.

Fakat Dışişleri bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk’e dönerek şöyle sesleniyordu :

“Ah dostum! Azminizi ve sabrınızı temsil eden kağnı kollarını büyük bir hayranlıkla izledim. Ama gerçekçi olun ve bizimle uzlaşmaya bakın. Çünkü kağnı kamyonu yenemez!” dedi.  Bütün emperyalistler aynı görüşteydi. Türk halkının gücüne inanmıyorlardı.

Yiğit İnebolu Halkı;

Aslında İnebolu halkı kurtuluş mücadelesinin gizli kahramanları olacaktı. Yediden yetmişe, çoluk çocuk, kadın erkek herkes bu mücadeleye büyük destek vermekteydi. Kastamonu işgale uğramış bir yer değildi. Ancak anayurdumuzda yaşanan işgali en acı bir şekilde hissediyor ve kurtuluş için ne gerekiyorsa daha fazlasını yapabilmek için çaba sarf ediyordu. Yöre halkının gösterdiği bu fedakârlıkların sonucunda kurtuluş mücadelesinin en önemli kahramanları buradan çıkmıştır.

Atatürk’ün ”Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağım İnebolu’da …” sözü İnebolu’ya verdiği önemi göstermektedir. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra İnebolu ”İstiklal Madalyası” ile onurlandırılmıştır. İstiklal madalyası alan tek ilçe İnebolu olmuştur.

Şerife Bacının Destanlaşan Mücadelesi;

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde başlatılan Kurtuluş Savaşı’nda 9 aylık bebeği ile cepheye silah taşırken donarak şehit olan Kastamonulu Şerife Bacı, Türk kadınının İstiklal Harbindeki sembol isimlerinden biri oldu.

1921’de işgal yıllarında, yaşlılar ve kadınlar, İnebolu’dan aldıkları cephaneyi cepheye ulaştırmak için kağnılarla yola çıkmışlardı.

Kağnıların gıcırtılı sesleri arasında buz gibi havada Küre Dağlarını aşmak ve Ankara’ya ulaşmak için var güçleriyle yollarına devam etmişler.

Kağnıların başında daha yirmili yaşlarda gencecik Şerife Bacı vardı.

Şerife Bacı, bu vatan için, ümmeti İslam için  dokuz aylık yavrusuyla yola koyulmuştu. Bebeği üşümesin diye, kağnının üstünde ki mermilerin arasına otlardan bir döşek yapmış ve üzerindeki hırkasını da mermilerin ve bebeğinin üzerine örtmüştü.

Şerife Bacı, bu mücadeleye büyük hayaller kurarak çıkmıştı. O hayal ki taşıdığı mermiler sayesinde, ülkesi ve milleti bağımsızlığa kavuşacaktı. Dokuz aylık bebeği tam bağımsız bir ülke de özgürce yaşayacaktı. Fakat Şerife Bacı bu çetin yolculuğu tamamlayamadı.

Zorlu kış şartlarına dayanamayan Şerife Bacı, Kastamonu Kışlası yakınlarına doğru mermilerin üzerinde donmuş şekilde bulunmuştu. Küçük bebeğini de annesinin hırkasına sarılı bir şekilde ağlarken bulacaklardı.

Şerife Bacı’nın yaptığı bu özverini mücadelesinin sonucunda Gazi Mustafa Kemal şunu söyleyecekti;

“Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.”

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz, Türk Milleti en zor anında dahi, birlik ve beraberlik ruhuyla hareket ederek bütün güçlüklerin üstesinden gelmesini bilmiştir.

Sevgili okurlarım, Fransız temsilci Bouillon ne diyordu:

“Ah dostum! Azminizi ve sabrınızı temsil eden kağnı kollarını büyük bir hayranlıkla izledim. Ama gerçekçi olun ve bizimle uzlaşmaya bakın. Çünkü kağnı kamyonu yenemez!

Sanırım Fransız temsilci Bouillon cevabı destansı mücadelesiyle Yiğit İnebolu Halkı ve Türk Kadını vermiştir.

 

 

 

Daha Fazla Göster

Abdullah Şahin

Tarihçi – Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı