“Koronavirüs aşısı bulaştırıcılığın önüne geçebilecek mi?”
Prof. Dr. Onur Başer, Türkiye’de uygulanan Sinovac aşısının etkinlik, koruyuculuk ve bağışıklığa ilişkin verilerin önümüzdeki ay açıklanacağına dikkat çekerek, “Aşı yayılım hızını da düşürüyorsa, bu pandeminin bitmesi için umut ışığı olabilir” dedi.
Pandemi sonrası normalleşmeye geçmek için Covid-19 aşılarının koruyuculuğu kadar bulaştırıcılığı önleyip önlemediği de merak konusu olmayı sürdürüyor. Sağlık ekonomisi uzmanı ve MEF Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Onur Başer, aşı olan insanların maskesiz serbestçe dolaşabilmesi için tüm aşıların etkinlik ve bulaştırıcılık oranının şeffaf şekilde açıklanması gerektiğini söyledi. Türkiye’de uygulanan Sinovac aşısının etkinlik, koruyuculuk ve bağışıklığa ilişkin verilerin ise Nisan ayında açıklanması bekleniyor.
Dünyadaki koronavirüs yayılımının yüzde 24’ünün hastalığı semptomsuz olarak geçiren hastalar kaynaklı olduğunu belirten Başer, “Toplum bağışıklığının sağlanması için hastalığın yayılımını engelleyen aşıların kullanılması gerekiyor. Kızamık aşısı gibi bazı aşılar hem enfeksiyonu hem yayılımı engellerken, Hepatit B gibi bazı aşılar sadece enfeksiyonu engelliyor ancak yayılımı durdurmuyor. Covid-19 aşıları için gerçekleştirilen klinik araştırmalar, bulaştırıcılığı engellemek üzerine değil semptomları azaltmak üzerine kuruldu. Çünkü öncelikli amaç sağlık sistemindeki yükü azaltmaktı. Sonuç olarak aşının koronavirüse karşı etkinliğini ölçmek, enfeksiyon ve yayılmayı ölçmekten çok daha kolay ve hızlı sonuçlanabilecek bir araştırma” dedi.
Maskesiz günler için aşıların takibi şart
Bugüne kadar yapılan çalışmaların Pfizer-BioNTech aşısının Covid-19’un semptomlarını azalttığı kadar, yayılmayı da azalttığını gösterdiğini dile getiren Başer, “Türkiye’de uygulanan Sinovac aşısının etkinliğine ve koruyuculuğuna ilişkin açıklamaların da önümüzdeki ay içinde yapılmasını bekliyoruz. Toplam 13 bin kişinin katılım sağladığı araştırma sonucunda, aşının koronavirüsün yayılma hızını da düşürdüğü ortaya çıkarsa insanların maskesiz dolaşabilmeleri ve pandeminin sonlanması mümkün olabilecek” diye konuştu. Başer, Moderna ve Pfizer-Biontech aşıları üzerindeki klinik çalışmaların ise Ekim 2022 ve Ocak 2023’te tamamlanacağını söyledi.
24 araştırma yürütülüyor
Başer, enfeksiyon ve virüsün yayılma etkisini ölçülebilmesi için araştırmaya katılanlara her hafta testler yapıldığını vurgulayarak, onay almış aşılar üzerinde yaklaşık 24 araştırma yürütüldüğünü kaydetti. Son zamanlarda çok tartışılan AstraZeneca aşısı üzerinde yapılan çalışmaya ilişkin ön sonuçlara göre aşı uygulanan katılımcılardaki enfeksiyon oranının diğer gruba göre yüzde 67 daha az olduğunu belirten Başer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Moderna aşısı da buna benzer sonuçlar açıkladı. Maymunlar üzerindeki ilk araştırmalar aşının yayılmayı tamamen ortadan kaldırmasa bile azalttığını gösteriyor. İsrail’de Pfizer-Biontech aşısı olduktan sonra Covid-19 olan hastalarda, aşı olmayanlara kıyasla 20 kat kadar daha az virüs bulundu. Bu da aşının yayılma oranını ciddi şekilde azalttığını gösteriyor.”
Dünya genelinde aşıların yayılma hızı hakkında yürütülen çalışmaların sonuçları aşağıdaki gibi:
Tüm dünya tedbirli davranıyor
Araştırma sonuçlarına göre toplum bağışıklığının kazanılması için ne kadar kişinin aşılanması gerektiği konusunda daha doğru verilere ulaşılacağını aktaran Başer, “Şu aşamada tüm dünya kısıtlamaları gevşetmek için tedbirli davranıyor. Amerika’da Sağlık Bakanlığı aşılanan kişilerin torunlarını görebileceklerini ve aşılarını tamamlamamış diğer kişilerle küçük gruplar halinde maskesiz toplantılar yapılabiceğini açıkladı. Henüz seyahat etme konusunda onay verilmediği halde, Nisan ortasında aşılarını tamamlamış insanlar için seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesi bekleniyor” dedi.
Prof. Dr. Onur Başer kimdir?
1994 yılında ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden mezun olan ve aynı üniversitede İktisat Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Onur Başer, daha sonra ABD Michigan Üniversitesi’nde Ekonometri ve İstatistik Master’ı yaptı. Doktorasını ekonometrinin sağlık verileri hakkında hazırlayan Başer, sağlık ekonomisi alanında uzmanlaştı. Harvard Üniversitesi’nde kamu sağlığı programıyla akciğer kanserinin devlete yıllık maliyetlerinin hesaplanmasıyla ilgili ekonometri modelleri geliştirdi. IBM’ın sağlık araştırmaları bölümünde 5 yıl boyunca baş ekonomist olarak görev yapan Başer, bugün ABD’de sağlık sisteminde kullanılan Hastane Kalite Endeksi’ni hazırlayanlar arasında yer aldı. 2007 yılında ABD’de ilaç firmalarına danışmanlık veren StatinMed’i kuran Başer, ilaç maliyet hesapları, değere bağlı fiyatlandırma gibi konularda sektörel araştırmalar yürüttü. İki yıl önce StatinMed’i ABD’li bir yatırım fonuna satan Başer, New York’ta Michigan ve Columbia Üniversitelerinde misafir profesör olarak araştırma ve projelerine devam ediyor. Aynı zamanda MEF Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı olan Başer, New York merkezli Columbia Data Analytics’in Analitik Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor. Prof. Başer, yaptığı 500’den fazla uluslararası yayın ve sunumunun yanı sıra istatistik alanında yazılmış birçok kitaba da katkıda bulundu.