Troya Antik Kenti, Antik Harikalar Seminerleri ile Ele Alındı
Yunus Emre Enstitüsünün Washington DC’de bulunan merkezi tarafından Anadolu’nun kültürel mirasını tüm dünyayla buluşturan konferans serisinin konusu Patara ve Hattuşa antik kentlerinin ardından Troya oldu.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Troya Antik Kenti’nin Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı programda kent siyasal ve kültürel tarihinin yanı sıra büyük öneme sahip arkeolojik buluntuları ışığında tüm detaylarıyla ele alındı. Roma ve Yunan mitolojisinde de büyük üne sahip olan ve Troya kentinde geçen Troya Savaşı ve savaşın önemli isimleri hakkında da bilgi paylaşan Prof.Dr. Aslan, bunların efsaneden ileriye geçemediğini çünkü Troyalılar hakkında yazılı bir kaynak bulunmadığını dile getirdi. İki yüz yıldır Troya antik şehrinde incelemelerde bulunan arkeologların bölgeyi nasıl ortaya çıkardığını aktaran Prof.Dr. Aslan, M.S. 5. yüzyılda yaşanan deprem ve sel felaketleri sebebiyle şehrin denizi erişiminin kesildiğini ve zamanla terk edildiğini belirtti.
Konferans, uzun bir çalışmanın ürünü olan ve arkeolojik kazılarla elde edilen parçaların yer aldığı Troya Antik Müzesi tanıtım videosu ile sona erdi.
Troya
Tunç çağı Ege kültürünün tarihlendirmesi açısından da büyük öneme sahip olan Troya Antik Kenti, Homeros’un İlyada ve Odysseia eserlerine ilgi duyan Heinrich Schliemann’ın merakı sonucu gün yüzüne çıkarıldı.
Antikçağda Akdeniz’in en ünlü kentlerinden biri olan, Homeros’un deyişiyle Akhalar olarak bilinen Troyalılar tarafından kurulan şehirde, MÖ yaklaşık 3 bin yıldan 1100’lere kadar olan dönem içerisinde dokuz farklı yaşam evresi tespit edildi. 19. yüzyılın ortasında Schliemann’ın kazılarıyla tüm dünya tarafından duyulan kent, Türkiye’nin kültürel mirasının en önemli parçalarından biri olarak günümüzde de cazibesini koruyor.