Köşe Yazıları

GÜZEL ATLAR ÜLKESİ “KAPADOKYA”

Persçe “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya’nın ve önemli kentlerinden birisi olan Niğde’nin At Kültürü kitap oldu. Araştırmacı Yazar Alper Lütfi Göncü’nün hazırladığı kitap bugüne kadar Türklerin hayatında atın neden önemli olduğu konularına açıklık getiriyor. Ayrıca günümüzde artık atından, bağından, üzümünden, şarabından eser kalmayan Kapodakya’da yok olan bir kültürü de gözler önüne seriyor.
AT, TÜRK’ÜN KANADIDIR
Kaşgarlı Mahmut’a göre “At Türkün Kanadıdır”. Kapadokya’nın Türkleşmesinde en önemli rolü oynayan Karamanoğulları tarafından ıslah edilen atlar bölgeyle uyumlu hale getirilmiştir. Karamanoğulları tarafından seçkin ve dayanıklı olarak bölgeyle uyumlu hale getirilen atlar daha sonra Osmanlı’nın da en önemli savaş gücünü oluşturmuştur. Fakat Karamanoğulları’nın melezleştirdiği atların varlığı ise bölgede çok eskiye M.Ö. 4.yy’a değin uzanmaktadır. Kaynaklara göre Kapadokya adına ilk kez Pers Kralı I.Darius dönemine ait bir yazıtta rastlanıyor. Pers İmparatorluğu’na bağlı ülkelerin sıralandığı listede KATPATUKA-KAPADOKYA ismiyle anılıyor. Persçe’de DUKA ÜLKESİ yani GÜZEL ATLARIN ÜLKESİ anlamındadır. Asur ve Pers imparatorlukları buradan haraç olarak at ve katır aldıkları bilinmektedir. Roma döneminde de Nazianzuslu Gregory eserinde dördüncü yüzyıla değin Roma’nın en önemli yarış atlarının yetiştirildiği bölge olarak Kapadokya’dan bahsetmektedir. Özellikle Niğde ve Kayseri arasında Kemerhisar, Uluağaç, Andaval-Aktaş’da adını yetiştiricisi Palmatus’dan alan ünlü Palmatia cins atlarının yetiştirildiği kayıtlara girmiştir.
İNGİLİZ YARIŞ ATININ ATASI
Kapadokya ve Anadolu’nun Türkleşmesiyle birlikte bölge atlarıyla yine önemini korumaya devam ediyor. Özellikle Karamanoğulları ile Germiyanoğulları’nın atları bu dönemler de çok meşhur oluyor. Hatta Oğuz boyları namusları gibi gördükleri atlarıyla Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmiş, Karamanoğulları yeni at türleri ıslah etmiştir. Hatta Osmanlı döneminde de en önemli vergi kalemlerinden birisini de Karaman Eyaleti’nde atlar oluşturmuştur. Osmanlı’nın Karamanoğlu Devleti’ni dağıtmasıyla birlikte aynı at kültürünü beraberlerinde Balkanlar’a da taşımışlardır.
ANADOLU ATLARI
Anadolu atları geçmişten günümüze değin iki gruba ayrılmıştır. Turan Irkı ve Arya Irkı.
TURAN IRKI at denildiğindi; boyu 1.50 ile 1.60 cm’ye ulaşmaktadır. Alnı çıkık, yüz dar, boyun tümsekli, omuz başları belirgindir. Kuvvet, cesaret ve denge bakımından mükemmellerdir. ARYA IRKI atları ise 1.42 ile 1.52 cm’dir. Cefakar ve sakin hayvanlardır. Arap ırkı ve değişik atlardan ıslah edilmişlerdir. Anadolu’nun iklim şartlarına uygun olarak yerli at türleri de günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Karamanoğulları bölgesinde Yılkı Atları olarak da bu türler karşınıza sıkça çıkarlar.
TÜRKMEN AŞİRETLERİNDE AT KÜLTÜRÜ…
At Kültürüyle ilgili çok ilginç bilgilerin yer aldığı ve Niğde Valiliği’nin desteğiyle yayınlanan kitapta Türkmen aşiretlerinin ata bakışına geniş yer verilmiş: Buna göre: Türkler, dünyada ki en eski uluslardan birisi. Aynı zamanda Türklerle birlikte dünyada var olan en eski canlı türlerinden bir diğeri de atlar. Bu yüzden “Türk ve At” kavramları geçmiş yüzyıllarda bütünleşmişler idi. Dünyada teknolojinin hakim olmadığı dönemlerde özellikle savaş ve ticaret endüstrisinin en önemli unsuru atlardı. Dünyada da atı en güzel yetiştiren ulus Türklerdi. Hem kendileri paralı asker olarak atlarıyla hizmet verir hem de diğer uluslarla değişik savaş araç gereç ticareti yaparlardı. Çeşitli Türkmen aşiretlerinde at bakımı şu şekilde yapılırdı:
“Atı topuğundaki kıllar bir dikiş yüzüğüne sığacak kadar az olmalıdır. Atın kulakları makas gibi çatallı olmalı ve tüysüz. Atın gözleri fincan gibi büyük ve beyazı karasından çok olmalı. Atın alnında sadakat adı verilen kıvırcık tüylerden bir nişanı bulunmalı. Ata çakılacak nallar tartılmalı ve eşit ağırlıkta olmalı. Nallanan at en az bir gün dinlendirilmeli. At sert bir fırçayla yılda bir sefer yıkanmalı ardından zeytinyağı ile masaj yapılmalı. Serin bir yerde temizlik sonrası dinlendirilmeli. Ata haftada bir sefer ödül olarak yıkanmış arpa yedirilmelidir. “
Bakımına çok önem verilen atların Türkmenler ’de çeşitli sembolleri vardır. Matem ve acı durumlarında atın kuyruğu kesilir. İlk çağlarda ölen Türk büyükleri atlarıyla birlikte kurganlara gömülürdü. Yakın zamana kadar bir köye atıyla gelen adam orada yüz kızartıcı suçlar işlediyse atının kuyruğu kesilirdi. Bu kişinin ahlaksız olduğu anlamına gelirdi. At öteden beri Türker’de en değerli hediyeler arasındadır. Bir evde at olduğunda o eve cinlerin ya da kötülüklerin musallat olmayacağına inanılır. Atın murat olduğuna inanılır bu gelenek hâlâ Niğde ve Karaman bölgesi başta olmak üzere Toroslar ’da devam ettirilir. Özellikle Niğde’de Adırmusun (Koyunlu) ile Fesleğen köylerinde geleneksel Türkmen düğünlerinde gelin atı geleneği yaşatılır.
Atlarla ilgili deyimler Anadolu’nun tamamında özellikle Karamanoğlu kültürünün hakim olduğu bölgelerde yaşam biçimine de dönüşmüştür: Bunlar arasında en dikkat çekicileri şunlardır:
“Keçi şeytan, Koyun melek, Deve hacı, At yiğittir./At alıp beygir satmak/Atın yerine eşeği bağlamak/Eniştem katır hiç bilmez hatır yokuşta inerim inişte binerim/Atın önüne et itin önüne ot atmak / Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir/Aç at yol almaz aç it avlanmaz/İki ata bir kalbur samanı bölemez/Ata da soy gerek ite de/Halep yolunda at izi aranmaz/At yıkılır adam ölür/ATA ARPA YİĞİDE ARKA/Ata bakma dona bak içindeki cana bak/ Sahipsiz eşeği kurt kapar …gibi daha binlerce at kültürü ile ilgili deyimler, atasözleri, inanışlar kitapta yer almaktadır…
Derleyen: Nurten ERTUL
Kaynak: Niğde At Kültürü /Hazırlayan: Alper Lütfi Göncü/
Daha Fazla Göster

Nurten Ertul

Gazeteci / Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı