Küresel Isınma
Kuzey Amerika soğuk iklimiyle meşhurdur. Son günlerde , Kanada’nın batı bölgelerinde daha önce hiç görülmemiş sıcaklar ölçülüyor. Ayrıca Sibirya’da da benzer yüksek sıcaklar gözleniyor. Klimatologlar, karbon emisyonlarının azaltılmaması halinde bunun yeni normal olacağı uyarısında bulunurken sıcaklık kaynaklı ölümler yaşanıyor.
Geçen hafta, Kanada’nın British Columbia bölgesinde aşırı sıcaklardan dolayı 486 “ani ve beklenmedik” ölüm olayları görüldü. Uzmanlarca, Kanada’nın British Columbia Bölgesi’ni vuran sıcak hava dalgası iklim değişikliğine dair net bir kanıt olarak değerlendirilmektedir. British Columbia Bölgesi’ndeki Lytton kasabasında 49.5 ile rekor seviyede sıcaklık görülürken bölgenin kalanında da en düşük sıcaklık 40 derece olarak ölçüldü. ABD’de de 35’ten fazla şehirde rekor sıcaklıklar kayda geçti. ABD’nin Seattle eyaletinde, 42 derece ile önceki rekorunun tam 5 derece üzerine çıktı. Aşırı sıcak hava dalgası dünyanın bir başka soğuk bölgesinde de etkili oluyor; Sibirya Bölgesi’nde termometrede 32 derecenin üzeri görüldü.
İnsanlar tarafından kullanılan fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkan gazların, atmosferde sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde, sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor. Dünyanın yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılıyor. Dünya bu ışınları tekrar atmosfere yansıtıyor ama bazı ışınlar su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde oluşturduğu doğal bir katman tarafından tutuluyor. Bu da yeryüzünün daha da sıcak kalmasını sağlıyor.
Son zamanlarda fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, aşırı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diğer gazların atmosferdeki oranı artış gösterdi. Bilim adamlarına göre bu artış, küresel ısınmaya neden oluyor.
Küresel ısınmanın sonuçlarının daha çok gözlendiği günümüzde; iklim değişikliği kuraklık, fırtınalar, çölleşme, bitki örtülerinin yok olması, canlı türlerinin yok olması, ekosistemin bozulmasını haberlerden her gün duymaktayız. Denizlerimizdeki ” Müsilaj olayının ” nedenlerinden biri de küresel ısınma faktörüdür.
Küresel ısınmaya karşı, Birleşmiş Milletlerin Kyoto Protokolü yetersiz kalmaktadır. Kapitalist üretim tarzı, daha fazla kar marjı elde edebilmek için çevreyi düşünmez, tekelleşen global tröstlerin amacı bellidir. Bu ben merkezli, artı değere dayalı üretim ve kazanım ideolojisinde kaybeden insanlıktır, ekosistemdir. Bu bağlamda yok olmakta olan, sos veren yaşanabilecek yeni bir “dünya” bulabilecek miyiz? Bugün harekete geçmezsek, yarın ” son ” olur. Uyanalım ve küresel ısınmaya karşı acil eylem planlarıyla savaşalım. Son olarak bir Kızılderili atasözüyle yazımı tamamlamak istiyorum. “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak.”