20 METREKAREYE 70 YILLIK ANILARI SIĞDIRDI
Türkiye’nin eskici, kahveci, gazozcu konseptiyle açılan ilk mekânı olan Gazozcu Münire’nin sahibi Özgür Çankaya, 1950’li yıllardan günümüze kadar gelen eşyaları, teknolojik aletleri ve lezzetleri müşterileriyle buluşturdu.
Yıllardır İstanbul’da kafe işletmeciliği yapan Çankaya, “6 sene önce İzmir’e geldim. 8 ay boyunca bu şehirde ne yapılır diye araştırmalara giriştim. Bu şehre nasıl değer katabilirim diye düşündüm” dedi. Bisiklet ile İzmir’in her yerini gezdiğini söyleyen başarılı girişimci, eskiye merakı olduğu için bit pazarlarından, antikacılardan eskileri topladığını vurguladı.
Çankaya şöyle konuştu: “Gezip gördüğüm yerlerden hatıra niyetine antika topluyordum. Bunları evde biriktirdim. Sonra onları sergileyebileceğim bir yer açmak istedim. Dükkân spontane olarak eskici tarzında bir dükkân oldu. Bizim özümüzü ve kültürümüzü yaşatmak için Türk kahvesi koymak istedim. Gazoza da Ege kültürünün bir parçası olduğu için yer verdim. Sıcak olan yerlerin kültüründe serinletici gazozlar vardır. İlk başta 8-9 çeşit ile başladığım dükkânda Türkiye’nin farklı yerlerinden şu an 40’tan fazla çeşitte gazoz var. Dükkânın ismine babaannemin adını koydum. Mekânın konsepti bu: Eskici, kahveci, gazozcu”
1950’Lİ YILLARDAN BERİ GELEN LEZZETLER
Dükkânı antikacı şeklinde tasarlayan Çankaya, mekânında 20 farklı aroma ve 40’a yakın gazoz bulunduruyor. Gazozların hepsinin farklı şehirlerden geldiğine dikkat çeken Çankaya, “Bingöl’den tutun Giresun’a kadar gazoz var. Gazozlar bulunduğu ilin en eski ve yeni nesil gazozlarıdır. Mesela Uzay gazozu Düzce’nin 1950’li yıllarından beri yaşayan gazozudur. Denizli’nin Zafer gazozu, İzmir’in Huzur ve Suga gazozları, Safranbolu’nun Bağlar gazozu… Birçok şehirden farklı farklı yerel gazozlar var. İnsanlar dükkanımızı incelemekten, o anıları yaşamaktan mutluluk duyuyorlar” dedi. Gazozların frambuaz ve limon gibi farklı aromalar içerdiğini belirten Çankaya, her gazozun tadı, aroması ve gaz dengesinin farklı olduğunun altını çizdi. Gazoz dışında gerçek damla sakızı ile yapılan Türk kahvesi çeşitlerinin de bulunduğunu ifade eden işletmeci, “Adıyaman yöresinden gelen menengiç kahvemiz ve dağ çileği ile yapılan kahvemiz de diğer lezzetlerimizdendir” diye konuştu.
7’DEN 70’E MÜŞTERİLER GELİYOR
Dükkanına gelen müşterilerin duygusal anlar yaşadığını belirten Çankaya, 7’den 70’e her yaştan insanların buraya geldiğine dikkat çekti. Bostanlı ve İstanbul’da şubelerinin olduğunu hatırlatan başarılı girişimci, dükkanının insanların bamteline dokunduğunu söyledi. Çankaya, şöyle devam etti:
“Ayrıca ‘eski tatlar bakkaliyesi’ diye bir bölümümüz var. Orada eskiden bakkaliye de olan Cino çikolata, patlayan şeker, leblebi tozu, horoz şeker gibi ürünler var. Arkadaşlarıyla buraya gelenler daha sonra mutlaka ailesiyle de geliyor. Herkes mutlu ayrıldığı için buranın değeri biliniyor diye düşünüyorum. Bu da İzmir halkının bana karşı olan güvencesidir. İnsanlara geçmişi hatırlatmak için buradayız. Türkiye’de eskici, kahveci ve gazozcu konseptinde başka mekân yok. Çocukluklarına ait her şeyi insanlar burada bulabilirler. O yüzden müşteriler gelip burada tarihi yaşayabilirler.”
Hatıraların başka ortamlarda yaşaması için önceden bu tarihi ürünleri sattığını söyleyen Çankaya, sattığı ürünlerin yerine yenisini koyamadığı için artık satmadığını vurguladı. 6.senesini doldurduğu işletmesinde geldiği ilk sene “İzmir Gourmet Guide” ödülünü aldığını söyleyen girişimci, “En iyi kafe ödülünü aldım. Benim aldığım ödül halk oylaması sonucu verilen ilk ödüldür. Jüri ile ön plana çıktım ama halk oylaması ile ödül aldım” dedi. Çankaya, son olarak şunları kaydetti:
“İzmir turistik bir yer. Bu şehre gelenler mutlaka dükkâna uğruyorlar. Ünlü birçok isim geldi. Eski okul tabelaları, öğrenci andı, gençliğe hitabe var. Eski el yazıları var. Burada oturduğumuz sandalye dahi antikacılardan alınma eski. 17 senedir işletmecilik yapıyorum. Hala daha ürünleri toplamaya devam ediyorum. Dükkânı açtığımda 1 tane polaroid makinem vardı şimdi 13 tane var. Aslında bir tavuklu saat almakla başladı her şey. Evimde de hep eski objeler var. 1950’li yıllardan beri olan tarih benim dükkanımda var.”