Gündem

İstanbul Sokaklarını Gezmeden de Hayal Edin…

KENTLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANI: YANGIN VE DEPREMLER

İstanbul Ticaret Odası için gazeteci -yazar Nazan Öçalır ile fotoğraf sanatçısı Mustafa Öztürk’ün hazırladığı “Tarihi Miras İstanbul” adlı kitapta, geçmişten bugüne şehir, göz önüne seriliyor. Kitabın kapaklarını çevirdiğinizde İstanbul sokaklarını hayal edip, kentin Roma’dan Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan zengin mirasında gezintiye çıkıyorsunuz.

Dünyada “şehirlerin kraliçesi” olarak adlandırılan İstanbullu gazeteci yazar Nazan Öçalır ile fotoğrafçı Mustafa Öztürk adım adım gezerek tarihi eserleri, meydanları, çarşıları, kasırları, mesire yerlerini, bostanlıklarını tek tek belgeleyip, Müslüman ve Gayrimüslimlerin hayatlarıyla birlikte günümüze ulaşan eserleri  kayıt alına almışlar.

Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul ile başlayan kitapta, Mimar Sinan’ın eserleri,  Lale Devri’nin simgelerinden Kağıthane ve Sâdâbâd, Batılılaşmanın sembolü olan kasırlar saraylar belgelenmiş.  Şehrin hafızasında önemli yer edinen yangınlar, depremler, sel  felaketleri anlatılırken, geçmişte kalan yardımlaşma, sadaka, kuş evleri,  tarım, ticaret ile çok farklı milletlerden oluşan halkın günlük hayatına da yer verilmiş.

İSTANBUL’UN EN BÜYÜK DÜŞMANI “YANGIN”

Günümüzde yaşanan doğal felaketlerin benzerlerinin geçmiş yüzyıllarda da yaşandığı anlaşılırken dönemin İstanbul’un da meydana gelen yangın, deprem, salgın hastalıklar ile sel felaketleri kitapta  şu şekilde anlatılıyor:

“Tamamı ahşap saray, köşk, kasır ve evlerle donatılan İstanbul yapılaşmasının en büyük düşmanı ne zaman, nasıl olacağı bilinmeyen depremler ile bir noktadan çıkarak rüzgarın da etkisiyle tüm mahalleleri haritadan silen yangınlardı. İstanbul’un en yüksek kulesi Üsküdar İcadiye’de yedi pare top atışı yapıldığında tüm halk telaşa düşerdi. Yangın gece olduğunda ise kuleye fener asılırdı. Bekçiler bunu gördüğünde avazı çıktığınca “Yangın var” diye bağırırdı. Yangını söndürmek için iri yapılı güçlü kuvvetli tulumbacılar ve halk birlikte koşarlardı. Yangın sadece bir evi yakıp kül etmekle kalmaz, kıvılcımlar bir çatıdan diğerine sıçrayarak ortalığı kasıp kavururdu. Ahşap evlerin çıtır çıtır yandığı böylesi zamanlarda insanların yangından bir şey kurtarabilmesi ne yazık ki mümkün olmazdı. Fetihten 1714 yılına gelene kadar İstanbul’da çıkan yangınlara belli yerlerde muhafaza edilen; balta, kova, merdiven, kürek gibi malzemelerle halk tarafından müdahale edilirdi. Bu durum yangınla mücadelede yetersiz kaldığı için ilk defe Yavuz Sultan Selim tarafından Yeniçeri Ocağı içinde Acemioğlanlar teşkilatı oluşturuldu ve yangına müdahale görevi verildi. Ancak yangınlara  müdahale edilmesi için  yenilenen teşkilata, Tulumbacılar Ocağı adı verildi. Tulumbacılar’da 106 yıl boyunca sonu gelmeyen İstanbul yangınlarına müdahale etti. 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılınca Tulumbacıların da görevleri sona erdi.”

İstanbul’un en az yangınlar kadar diğer korkulu rüyaları ise depremler, salgın hastalıklarla sel suları olduğunu yazan Nazan Öçalır, konuyla ilgili tarihi bilgileri şu şekilde günümüze taşımış:

“Bizans döneminde depremler taş taş üstünde bırakmamış. Fatih Sultan Mehmed’ın İstanbul’u fethinden sonra uzun süre deprem görülmemiş. Ancak fetihten sonra şiddetli depremler meydana gelmiş. 1509 yılında meydana gelen deprem halk tarafından “Küçük Kıyamet” olarak anlatılmış. Tam 45 gün sürmüş. Bolu’dan Edirne’ye kadar hissedilen depremde İstanbul neredeyse yerle bir olmuş.  Bu tarihten sonra 1894 yılında da İstanbul’u yeniden yerle bir eden bir başka büyük deprem daha yaşanmış.  Osmanlı döneminde İstanbul’u etkileyen depremlerden sonra en büyük felaket sel sularıyla salgın hastalıklar olmuş. İstanbul’u kuraklık tehdit ederken aynı şekilde sel suları ve boğazın taşması sonucu evler, iş yerleri, yalılar büyük zarar görmüş. Tarih boyunca dünyada görülen bütün salgın hastalıklardan Osmanlı ve İstanbul şehri de etkilenmiş. Kolera, kızamık, veba , çiçek ve cüzam gibi hastalıklardan dolayı binlerce insan hayatını kaybetmiştir. “

Kitap İsteme Adresi: İstanbul Ticaret Odası (İTO)

Yazan:Nazan Öçalır

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı