Köşe Yazıları

BİR BAŞKA RAMAZAN

Ramazan geldi, hoşgeldi, kısıtlamalar ile birlikte geldi.

Bu yılda yine maalesef koronavirüs gölgesinde bir Ramazan ayına girdik. Hem de vaka sayılarının çok fazla arttığı bir dönemdeyiz. Türkiye’nin risk haritası iyiden iyiye kızardı. Durum gerçekten vahim. Aşılamaların yapılmasına devam edilmesine karşın Avrupa’da birinciyiz haftalardır.

O yüzden de beklenen ve kaçınılmaz Ramazan kısıtlamaları geldi. Maalesef bu yıl da geleneksel o güzelim iftar yemekleri olmayacak, evlerimize dostlarımızı özenle hazırlanmış iftar sofralarımızda ağırlayamacağız, davetlere gidemeyeceğiz. Evlerde sadece ev ahalisi ile sakin sessiz oruçlar açılacak.

Ramazan ayı, hani derler ya 11 ayın sultanı, korona öncesinde meğerse ne güzel kutlanırmış. Hele de eskilerde bir başka güzel olurmuş. Televizyon yokken, telefonlar, hele de sosyal medya hiç yokken.

Bunlardan ilk akla geleni hiç şüphesiz Karagöz ve Hacivat’tır. Kaba görüntüsünün altında ince bir zeka barındıran Karagöz ile okumuş, kibar, bilgili Hacivat’ın eğlenceli atışmaları, zaman zaman hikayelere dahil olan Tuzsuz Deli Bekir, bekçi gibi diğer karakterlerle olan maceraları Ramazan gecelerine ayrı bir renk katarmış. Onlarsız Ramazan düşünülmezmiş. Benim çocukluğumda bile izlerdik bu gölge oyunu karakterlerini.

Yani aslında Ramazan ayı eskiden dini olduğu kadar sosyal bir aktiviteymiş. Bu dönemde halk, kalabalık toplu iftar sofralarından sonra sahura kadar sokaklarda olurmuş. Muhabbet, sohbet, birliktelik, paylaşım sabahın erken saatlerine kadar sürermiş. Başta İstanbul’da Direklerarası’nda olmak üzere bir çok yerde Meddahlar kahve kahve dolaşıp, halkı eğlendiriyor, kukla, gölge oyunu, orta oyunu ve kantolar ile eğlenceler devam ediyormuş. Ben de şahsen o günleri görmek isterdim gerçekten de.

Ama biz de en azından iftarı haber veren top atılmalarına, gece sahur vakti halkı uyandırmak için maniler söyleyerek sokak sokak gezen davulculara şahit olduk. Kurulan kocaman zengin iftar sofralarında yemek yemeye, gece yarısı sahur vakti yarı uykulu ama bir o kadar özenle hazırlanan sahur yemeklerine yetiştik.

Özü paylaşmak, yardımlaşmak, hoşgörü ve sevginin olduğu Ramazan ayında umuyorum birbirimize daha saygılı oluruz, daha hoşgörülü oluruz. Oruç tutanların tutmayanlara, tutmayanların tutanlara saygı ve hoşgörü göstermesini diliyorum. Özellikle hastalığın pençesinde olduğumuz bu bir başka Ramazan’da umuyor ve yürekten diliyorum ki hepimiz kurallara uyar ve bir sonraki Ramazan’a Koronavirüs olmadan eski günlerdeki gibi ulaşmanın kapılarını aralarız.

Güzel, mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum. Hayırlı ramazanlar.

Daha Fazla Göster

İlkgül Karaca

Gazeteci / Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı