Röportajlar

“Güzel bir yemek yemeden iyi düşünebilen, sevebilen ya da iyi bir uyku çekebilen kimseyi tanımadım.”

Virginia Woolf

Bu hafta sevdiği işin ve hayallerinin peşinden giden biriyle röportaj yapıyoruz. Bu tarz röportajları yapmak beni o kadar mutlu ediyor ki çevremdeki çok yönlü cesur ve başarılı insanları bulup sizlerle buluşturduğumda dergimiz adına gurur duyuyorum, onlardan biri de şimdi tanıyacağınız Özlem Hekimoğlu.

 

Öncelikle bize vakit ayırarak röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

Bize biraz kendinizden ve eğitiminizden bahseder misiniz?

 

Merhabalar.
Öncelikle, sayfamı takip ettiğiniz ve bu fırsatı verdiğiniz için, ben sizlere teşekkür ediyorum.
Ben Özlem Hekimoğlu.
Evliyim ve iki çocuğum var. Her şeyden önce anneyim.
Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Esas mesleğim bütçe kontrol, maliyet uzmanlığı. 18 yıl kurumsal Şirketlerde mali işler bölümlerinde orta kademe yönetici olarak çalıştım. Son olarak da yine özel bir kurumda muhasebe müdürlüğü görevini yürüttüm. Şu anda finansal iş hayatına ara vermiş durumdayım.

Size göre “yemek yapmak’’ nedir?

Yemek yapmak bence bir sanattır. Bununla birlikte yaptığınız yemeyi sunmak da bir sanattır. Yemeğinizi tadamayan insanlar, sunduğunuz görüntü ile o lezzeti algılayabilmeliler. Farklı lezzetlerden yeni renkler ortaya çıkartıp, beğendirmek gerçekten bence çok önemli. Herkes bir şekilde yemek yapıyor. Ben içeriğini sunumla yansıtmaya çalışıyorum.

Dünya mutfağında en sevdiğiniz mutfak hangisi? Neden?

Bir çok mutfak kültürünü hatta yerinde yiyerek denedim diyebilirim. Farklı kültürlere ve denemelere açığım. Her zaman çok tanıtamadığımızı düşünsem de Türk mutfağı diyorum ama İtalyan mutfağı bana en yakın gelen mutfak. Soslar, peynirler, taze makarnalar, dondurmalar, her sokak arasında bulabileceğiniz kahveler, tatlılar… Bu açıdan kültürlerine sahip çıkmışlar. Starbucks yada McDonalds bulamazsınız Roma sokaklarında.
Beni mutlu eden ise Antep mutfağının tescillenmesi, bildiğim kadarı ile 300 kadar tescilli yemeğimiz var.

 

Türk Mutfağının Dünya Mutfakları arasındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk mutfağı gerçekten yöresel lezzetlerle dolu. Ege bölgesinde zeytinyağlı yemeklerimiz, taze otlarımız var. İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu’da tereyağsız yapamayız. Etimiz, ciğerimiz acılı bulgurlarımız, kebaplarımız mevcut. Karadeniz de güzel yeşilliklerde mis kokan çayımız , balığın bile turşusu, mısırın her hali … Marmara’da Balkanların esintisi, binlerce yıllık kültür, börekler, köfteler…
Maalesef tanıtımını yeterli yapamıyoruz . Ama bizi tanındıkça yemeklerimizi denemek istiyorlar. Bu işte belki çok yeniyim ama çok fazla Rus ve İspanyol takipçilerim var. Bilgi paylaşıp yorum yapıyorlar.

Mutfak okuluna gittiniz mi? Mutfak çalışmalarınız sırasında hangi kimlik bilgilerini kazandınız?

Mutfak ve yemek pişirme konusunda herhangi bir eğitim almadım. Aşçı yada şef değilim. Benim alanım özel ilgi ve çok deneme. Ama AÖF. Aşçılık önlisans bölümünü düşünüyorum.
Yemek kadar sunumda benim için çok önemli. Yemek fotoğrafçılığı ile ilgili online takiplerim var. Eğitimleri takip ediyorum. Gerçekten bu konuda çok çalışıyorum. Bu işi yapmaktan çok mutluyum. Amacım zor olarak bilinen yemeklerin herkesin kendi mutfağında, oradaki şartlarla yapılabileceğini göstermek.

En çok hayran olduğunuz bir şef var mı? Kim ve neden

Yıllardır takip ettiğim programlarını izlediğim dünyaca ünlü bir çok şef var.
Jamie Oliver. İnanılmaz doğal evinin mutfağı, saksısından koparttığı nane, fesleğen, bahçesinden topladığı patatesle yemeklerini yapıyor. Çoğu zaman çocukları bile kendisine yardım ediyor.
Bir diğeri Anthony Bourdain. Yazarlık işinin yanında tüm dünyayı gezdi. Farklı tatları yerinde tattı. Şanssız bir kayıpla aramızdan ayrıldı maalesef.
Gordon James Ramsay’in ise bildiğim kadarı ile Michelin yıldızlı 8 adet restoranı var. Bu insanlar yeri gelince sırt çantası ile dünyayı gezip yeri gelince tattıkları lezzetleri kendi lezzetleri ile harmanlıyorlar.
Çok iyi Türk şeflerimiz de var. Mehmet Gürs , Şemsa Denizsel gerçekten çok başarılılar.

Malzemelerinizin kalitesini nasıl test edersiniz?

Malzemeler konusunda gerçekten çok dikkat ediyorum. Bildiğim ve güvendiğim markaları kullanıyorum. Belki bu işe çok merak sarmamın en büyük sebepleri 11 yıl gıda şirketlerinde çalışmış olmam. Pınar Süt A.Ş ve Eti gıda A. Ş ..Bir çok malzemeyi yakından tanıdım . İnovasyon etkinliklerine katıldım. Ayranın yoğurttan değil sütten kültürle yapıldığı, en iyi kakaonun nerden temin edilebileceği gibi bir çok bilgiyi de ister istemez öğreniyorsunuz. Ayrıca aldığım malzemelerin içeriklerine mutlaka bakarım. Eşim bu konuda en büyük yardımcım. O da gıda şirketinde yöneticilik yapıyor. Bu sebeple evde bilgi her zaman hazır, ulaşmakta kolay oluyor.

Egetime dergisi olarak başarılarınızın devamını diliyoruz, sohbet için teşekkür ederiz.

 

Son olarak şunu da ilave etmek istiyorum. Fikir oğlumdan çıktı. Kızımla birlikte sayfanın adını koydular. Birçok hedefim var. Zamanla hedeflerime ulaşabilmeyi diliyorum. Onlara kocaman teşekkür ediyorum.

İletişim ;

İnstagram : lilagurme

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı