Köşe Yazıları

Küresel Isınma ve Gıda Resesyonu

Küresel ısınma , fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkan sera gazlarının atmosferde artması sonucunda , Dünya'nın ortalama sıcaklık değerinin yükselmesi ve iklim değişikliğinin yaşanması durumudur. Sanayi devriminden sonra fosil yakıt kullanımının hızlanmasıyla , sera gazlarının atmosferdeki miktarında artış başlamıştır.

Dünya’nın ortalama sıcaklığı 15 santigrad dercedir. Sera gazlarının , atmosferde artarak , ısıyı tutması nedeniyle son 30 yıllık süreçte 1,5 santigrad derecelik ortalama bir sıcaklık artışı olmuştur . Bu durumun sonucunda küresel iklim değişikliği oluşmuştur. Küresel iklim değişikliği; buzulların erimesiyle denizlerin yükselmesi , kuraklık oluşumu , bitki örtüsü ve canlıların yok olması , kasırga , sel , yağış ikliminin değişimi gibi sonuçlar gözlenmektedir.

Günümüzde küresel ısınma sonuçlarını haberlerden veya yaşadığımız habitatta görmekteyiz . Aşırı sıcaklardan dolayı orman yangıları , insan ve canlı ölümleri , sel , kasırga felaketleri , kuraklıkla oluşan insanların , canlıların besin ve açlık sorunu en büyük problemlere örnektir.

Birleşmiş Milletlerin (FAO) gıda kriziyle ilgili raporunda konunun ciddiyetinin her geçen gün artarak ilerlediği belirtilmektedir. Afrika’da yaşayan , açlık sınırında olan yaklaşık 60 milyon insan bulunmakta ve her geçen gün bu değer daha da artmaktadır. Bu sorun artık Afganistan , Suriye , Haiti gibi diğer ülkelere de yayılmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından gıda krizi ve kürsel ısınmayla ilgili toplantılar yapılıp çözüme yönelik kararlar alınıp uygulanmaktadır.

Gıda krizindeki sorunları üç temel nedende değerlendirebiliriz. 1) İnsan popülasyonunun aşırı artmasıyla , yeterli besin kaynaklarının bu artışa aritmetik olarak yetememesidir. 2) Küresel ısınmayla kuraklık ,ilklim değişikliği , sel gibi nedenlerle tarım alanlarının yok olmasıyla oluşan gıda sorunudur. 3)Hükümetlerin etkin verimli toprak yönetimi ve tarım politikalarıyla ilgili kararları ve uygulamalarındaki sorunlar. 4) Ekonomik ve siyasi kaygılarla oluşan savaşların , Dünya buğday ihracatının yaklaşık %29 unu oluşturan Ukrayna , Rusya gibi ülkelerde ihracat krizine neden olmasıyla oluşan gıda sonunudur.

Dünya’da 2009 yılından itibaren 3 kat artan bir buğdayın değerlenmesiyle oluşan bir gıda krizi var ve iki yıl içerisinde yine yüzde 60′ lık bir yükseliş öngörülmektedir.Bu durumun Dünya’da gıda resesyonuna doğru bir eğilim olduğu yönünde öngörüşlerin daha derin ve kaçınılmaz olduğu söylenmektedir. Ayrıca gıda krizinin günümüzde artan fiyatlar ile Dünya finans piyasalarında enflasyondaki artışa neden olduğu görülmektedir.

Kapitalist sitemin en büyük sorunu , sermayenin üretici güç tarafından , maksimum kar amacıyla daha çok kazanmak için çalışır . Doğa , ekosistemin kirlenmesi , yok olması , geleceği düşünmeden yapılan bu kazanç hırsının sonucunu yine canlılar , insanoğlu ödemektedir.Küresel ısınma , gıda krizi artık önlenmesi güç bir realite olmuştur . Çözüm arayışları içerisinde suni seleksiyonlarla , günümüzde yaşadığımız pandemi salgını , insan popülasyonunun azaltılarak , dengelenmesi projeleri denenmeye başlanmıştır . Ayrıca Dünya’yı yöneten aristokrasinin önde gelen aileleri , kendilerine uzayda yaşayacak yeni Dünya arayışı veya yaşam kolonileri kurabilecekleri yapay yaşam üsleri için araştırmalar

Yaşadığımız biyosferdeki bütün canlılar yaşama hakkına sahiptir ve ekosistem bütünsel olarak canlı , cansız öğeleriyle varlığını sürdürebilir .Her şey için çok geç olmadan bu sorunları durdurmak veya yavaşlatmanın mümkün olduğunu ayrıca gelecek nesiller , canlılar için yaşanabilecek bir Dünya’yı çocuklarımıza bırakmanın görevimiz olduğu bilincini göstermek gerekir. Yazımı klişe cümlelerim olan bir Kızılderili atasözü ” Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık ” ve Karl Marx’ın ” Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser. O yüzden Dünya’yı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir” sözüyle sonlandırmak istiyorum .

Etiketler
Daha Fazla Göster

Rahmi Mart

Eğitimci

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı