ORADA
Yine geç kaldım.Çok acele çıkmam gerek,kulaklığımı bulamıyorum.Anneme soruyorum.Anneee,kulaklığım nerede? Cevap veriyor ; orada!
orada’da arıyorum ama yok.Annem geliyor, eliyle koymuş hatta sanki kulaklık onunmuş gibi buluyor.Orada, konusunda çok iyi değilim. Bu, orada tarifindeki, orada, her zaman “orada” çıkıyor ama orada’nın neresi olduğunu iyi tahmin edebilmeniz gerek.
Akşama doğru radyo çıkışı,çok sevdiğim pastanenin önünden geçerek eve doğru yürüyorum.Gökyüzü, şahane oluyor bu saatlerde.Güneş giderken , gökyüzüne kendi renginden sürüyor.Mavilikler arasına, turuncu,sarı, somonu yerleştiriyor… Karmakarışık duygular gibi.Hüzünlü ama huzurlu gökyüzünün altından,sabah aradığım kulaklıklarım ile müzik dinleyerek geçiyorum.Aşkı anlatan bir şarkı çalıyor ;
“Nerede bulamıyorum, çözemiyorum , bilemiyorum ” diyor.
Nerede? Orada! Kalbine sor.Kalbini bulamıyorsan, aklına sor. Düğüm düğüm de olsa, dön içine sor.İçini çözene kadar tekrar tekrar sor.Ne hissettiğini sor.Sor, yanıt orada! İnsan, yanıltmamalı kendini.Hislerine sor. Aradığımız cevaplar bizde. Orada dediğimiz şey,
Her zaman, dolap içi, masa üstü, çekmece… olmuyor.Bazen aklımız, kalbimiz, hislerimiz oluyor. Eve giriyorum.Kulaklığımı çıkarıp, televizyonun önüne koyuyorum.Annem, kulaklığını yerine koy, diyor.Evet bir de herşeyin bir yeri var.Bu konuya giremeyeceğim çünkü; bu orada meselesi, bu gün beni çok yordu.Kulaklığımı yerine bırakırken, ayna ile bakışıyoruz.Kendime gülümsüyorum, gülümsemek az geliyor bir de öpücük atıyorum.
Öykü Orakcı