Köşe Yazıları

TURPUN BÜYÜĞÜ TORBADA

ERZURUM MİLLETVEKİLİ ESKİ SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ GEÇTİĞİMİZ MART AYINDA MECLİSE “RUH SAĞLIĞI KANUNU TEKLİFİ ” SUNDU. BUNA GÖRE

2033 YILINA KADAR EN AZ 100 BİN NÜFUSU OLAN YERLERDE YATILI TIMARHANELER KURULMASI HEDEFLENİYOR.
Her gelişmiş medeni ülke hapishane, tımarhane gibi ortaçağ zihniyetini hatırlatan alanların sayısını azaltmayı hedefler. Özellikle batılı ülkeler, kiliseye bağlı tecrit alanlarının siyasi ve sosyal hayatı etkileyen zararlarını çok yaşadı. Kiliselerle saray çevresinde odaklanan ekonomik güç ile nüfusun devamını sağlamak için halkın, tecrit edilmesi bu şekilde sağlandı.
Hapishaneler, tam olarak ihtiyacı karşılamadığı için çözüm tımarhanelerde bulunmuştu. Oysa aynı anda bulaşıcı hastalığı olanlar ile gerçekten çalışamayacak durumdaki delilerden de toptan kurtulmak için “deli gemileri” oluşturulmuş, kimileri şeytanlaştıkları gerekçesiyle yakılmıştı. En yaygını da Gerçek delilerle hastaların doldurulduğu gemilerin, açık denizlerde ölüme bırakılmasıydı.
Ortaçağ Avrupası’nda özellikle kiliseyle, sarayın gücünün devamı için toplumda aykırı ses çıkartanları baskılayıp, ihtiyaç olan sağlıklı iş gücünü sağlamak için de tımarhaneler, tecrit alanları kurulurdu. Binlerce, her yaştan sağlıklı kadın erkek “delilikle” yaftalanarak, buralara tıkılır ve çalıştırılırdı.
Ortaçağ Avrupası bu karanlık ve işkence dolu günleri aşabilmek için çok büyük bedeller ödedi. Bugün Avrupa demokrasi, eşitlik, adalet ile laiklik ilkesini neredeyse kutsallaştırmış durumda.
Peki günümüz Türkiyesi’nde medeni ülkelerin uygulamaları dururken, neden Ortaçağı hatırlatan bir “TOPLUMSAL RUH SAĞLIĞI YASA TASARISI MECLİSE, ÜLKEDE UUGULANABİLMESİ İÇİN SUNULUR?”

Üstelik değişik zamanlarda Vatancılar olarak bilinen gruplarla AK Parti’den Recep Akdağ ile MHP’nin milletvekilleri hangi amaçla biraraya gelip bütün halkı yakından ilgilendiren ruh sağlığı yasa tasarısını hazırlamaya girişirler?

Ülkede Toplumsal Ruh Sağlığı Yasası’na ihtiyaç var. Bu bir gerçek:
Ancak ortaçağda yaşananları anlatan Foucoult’un “Deliliğin Tarihi” ni referans alarak hazırlanan tasarılara, ihtiyaç yok. Demokrasi, hümanizm ve insan haklarından uzak zihniyetlerin elinden çıkan bir yasanın, Türkiye’yi ve halkını hangi karanlık dehlizlere götürebileceğini kestirmek güç.
O halde değişik zamanlarda farklı tekelleşmiş grupların hazırladığı TOPLUMSAL RUH SAĞLIĞI YASA TASARISI’nın halkı yakından ilgilendirmesi gereken kısımları neler?
Pek çok uzmanın bu haliyle “İlkel bulduğu” yasa tasarısının en can alıcı konuları bana göre üç bölümden oluşuyor.

1-Ruhsal engellilik kavramı çok tehlikeli ve her alana çekilebilir. Örneğin: Depresyon tedavisi gören veya ankisiyeteli birisini hemen kalıcı olarak tanılayıp, toplumdan dışlanacak şekilde engelli mi ilan edeceğiz, hatta ortaçağ Avrupa örneği gibi tımarhane mi sonları olabilecek? Çünkü tımarhanede çalışma atölyeleri olacak ve ergoterapistler burada görev yapacak.
Veya birilerinin iddiasıyla X kişisi saldırgan olduğu, çevresiyle kendisi için tehlikeli olabileceği şüphesi var. Hemen Oluşturulacak RUH SAĞLIĞI İZLEME BİRİMİ ‘NE telefonla şikayet edeceksiniz. Ekip gelip, bu kişiyi alacak. Ancak iddianın doğruluğu, tıbbi araştırmayla anlaşılacak. Gel gör ki bu sürede hafta sonuna denk gelirseniz iki gün tımarhanede zorunlu yatacaksınız.
Bizim tasarının Ortaçağdan farkı şu:
Bu durumda istediğinizde barodan avukat atanması gibi size de devlet “Hasta savunucusu ‘avukat , sosyal hizmet uzmanı ” gönderebilecek.

2.Belli zümrelerin ve STK’ların hazırladığı toplumun tamamını kapsamayan ve güncel, gerçek tıbbi , psiko eğitim, sorunlarından uzak tasarılar ihtiyacı karşılamaktan uzaklar.
Çocuk, yetişkin, aile veya toplumsal gruplar, dezavantajlı gruplar, zihinsel gerilikle ruhsal bozukluklar birbirinin içine girmiş.
Örneğin; Birisi hiç kimseye zarar veremeyen otizmlidir. Diğeri gözünü kırpmadan herkesi öldürebilecek düzeyde piskopat. Hepsi aynı paketin içinde.

3.Çeşitlilik, farklılık ve ihtiyaçlar gibi konulara girilmediği için müdahale ekibi de tekel olmuş. Meslek elemanları tek tip, müdahale yöntemi tek tip. Bu da insan hakları başta olmak üzere pek çok ihlallere sebep olabileceği gibi sorunu da çözemeyecektir.
Sonuçta halkı yakından ilgilendiren Toplumsal Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı, günümüz şartlarına uygun olduğunda ihtiyacı karşılayabilir. Mevcut tasarılarla ancak ortaçağa deliler gemisinde seyahate çıkarız.
Ne demiştik; turpun büyüğü torbada….

Detaylar:

https://www.tbmm.gov.tr/Yasama/KanunTeklifi/0ecffa6d-8012-45f8-b74a-018756fbd725

Daha Fazla Göster

Nurten Ertul

Gazeteci / Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı