Sınav kaygısı, öğrencinin sınavda başarısız olma korkusunun strese yol açması sonucunda
ortaya çıkan fiziksel belirtilerle duyduğu kontrol edilemeyen ileri derece kaygı düzeyidir.
Burada beyinde stres hormonunun salgılanmasıyla oluşan adrenalinin etkisiyle, öğrencinin
bilgilerini hatırlayamaması; hatırlayamamadan kaynaklana baskıyla beraber panik ve heyecan
duygusunun da oluşması sınavdan beklenilen başarının alınamamasına sebep olur.
Sınav kaygısı hafif, yoğun ve ileri düzeyde olmak üzere üç safhada görülmektedir.
Ailelerin bireyden temel beklentilerinin yüksek düzeyde olması, mükemmeliyetçilik
anlayışı, yüksek hedefler verilmesi, plansız, programsız ders çalışma alışkanlığı,
aileler tarafından bireyi kıyaslama davranışı sınav kaygısı oluşumunda önemli
Dikkat çekilmesi gereken önemli bir nokta ise ebeveynlerin daha önceki kendi
başarısızlıklarından kaynaklanan bastırılmış duygularından kaynaklanan
beklentilerdir.
Ebeveynlerin, kendi öğrenim yaşantısındaki sınav başarısızlıklarından
kaynaklanan başarısızlık sendromları bastırılmış bir güdü olarak daha sonra ortaya
çıkar. Daha sonra ise kendi başarısızlıklarını çocuklarına yükleyerek yüksek bir
beklenti içerisine girerler.
Çocuklar ise bu beklentiye cevap verebilmek için baskı altında ve yoğun bir tempoda çalışırlar. Herhangi bir sınavda beklentiye cevap veremeyen bireyde, bu olay sınav kaygısına neden olur.
Sınav kaygısı oluşturmamak için hedefleri dengeli ve basamaklar halinde, bireyin
kapasitesine göre belirlemek gerekir.
Çocuklara kaldıramayacağı yükler, görevler ve beklentiler vermeden kaçınmak gerekir. Sınav kaygısının ana nedeni ebeveynlerdir.
Otoriter bir yaklaşımdan uzak olan ailede, özgür ruha sahip bireyler yetiştirmek üretimi tetikleyecektir.
Özgür bir ruha sahip, mutlu birey her zaman emeğiyle, üretimiyle yaşama pozitif enerjiler, değerler, davranışlar katacaktır.
Bu bağlamda sosyal yaşam içinde, mutlu bireyler oluşturmanın en önemli unsuru sevgidir.
Sevgi diliyle yaklaşarak çözülmeyecek hiçbir problem yoktur,
Son olarak hiçbir şey bireyin mutluluğundan daha önemli değildir.
