CORONA’YA YAKALANMAK DEĞİL, İÇMEK İSTİYORUZ!
Büyük umutlarla, aylardır sabırsızlıkla beklediğimiz yepyeni bir yıla, 2021’e merhaba dedik. Takvimlerin 2021’i göstermesi ile de bir mucize bekledik, pandemi bitsin istedik. Ama maalesef değişen pek bir şey olmadı; gündemimiz hala Corona!
Neredeyse bir yıldır tüm dünya olarak ilginç ve akla gelmeyecek günler yaşıyoruz. Sanki bir bilim kurgu filminin ya da Stephen King kitaplarının birinin içinde gibiyiz ve hepimiz de dünyanın dört bir köşesinde bu film ya da kitabın birer canlı kahramanlarıyız.
Küçücük, gözle görülmeyen minnacık bu mikro virüs birden bire nasıl da tüm dünyayı avucunun içine alıverdi. Çin’in, ismini daha önce hiç duymadığımız bir bölgesi, Wuhan’da ortaya çıkan ve bir anda inanılmaz ve hiç beklenmedik bir şekilde dünyaya, neredeyse tüm kıtalara dağılan Coronavirus, hepimizin gündelik yaşamını, iş hayatını, ekonomiyi ve de en önemlisi bir çok insanın sağlığını etkiler oldu.
İlk olarak geçen yıl Ocak ayında duymaya başladığımız, eskiden sadece bir bira markası olarak tanıyıp sevdiğimiz “Corona”, karşımıza acımasız bir virüs olarak çıktı. İlk zamanlar uzaktan dinlediğimiz, haberlerde izlediğimiz olaylar bir anda ve inanılmaz bir hızla yanı başımızda gelişmeye başladı.
Mart 2020’de bir çok ülkede okullar ve bir çok iş yerleri kapatıldı, ulaşım araçları azaltıldı, insanlar kendilerini self-izole ettiler grip yerine virüs kapmış olma ihtimallerine karşı. Evden çıkmalar kısıtlandı. Yani yavaş yavaş evlerimize kapandık.
Uzun bir süre de devam etti bu durum. Yaz geldiğinde bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kısıtlamalar azaltıldı. Ekonomiye, turizme balta vurmuş olan virüsün etkilerinin azaltılmasına çalışıldı. Ama tabi bunun faturası artan hasta sayıları oldu. Havaların ısınmasıyla oldukça sıkılan insanlar sokaklara, tatil yerlerine aktılar.
Ve havanın soğuması, kışın gelmesiyle birlikte sayılar yine tekrar hatta daha büyük bir hızla arttı. Bir de mutasyona uğrayan varyantları çıkınca ortaya minik dev durdurulamaz oldu. Ve yine bir çok ülkede karantinalar geri döndü, kısıtlamaların alınması şart oldu. Tekrar evlerimize kapanmaya, yeni kısıtlamalarla yaşamaya başladık.
Bu virüs ve hastalıktan kurtulacağımızı düşünürken gittikçe daha da artması, yeni mutasyona uğramış varyantlarının çıkması, yol açtığı ölüm sayılarının artması ve hastalığın artık çok yakınlarımıza kadar gelmesi hepimizi endişelendirmeye başlamıştı ki, sonunda hepimizin beklediği güzel haberler gelmeye başladı. Bir değil 4-5 tane birden bulunan aşı haberleri ile tekrar umutlandık, sevindik. Ama yanında bir çok spekülasyonlar da getirdi. Aşılara karşı olanlar, protesto edenler, faydasını tartışanlar, çok erken olduğunu söyleyenler daha neler neler…
Gerçi tek kurtuluşun aşı olduğuna inanan, başta İngiltere ve Amerika olmak üzere bir çok ülkede aşıların ilk dozları uygulanmaya başladı bile. Şimdi hep birlikte bu aşıların işe yaramasını; bu virüs ve hastalığı başımızdan atmasını bekliyoruz.
Corona’ya yakalanmak değil, Corona’yı içmek istiyoruz!
Sağlıklı, mutlu ve maske, mesafe, hijyen kurallarına uyduğumuz güzel bir hafta diliyorum.
Sevgi ile Hoşça kalın.