Köşe Yazıları

Baharda İzmir

Şu meşhur salgından dolayı epeydir çalışmıyorum. İzinliyim. Londra’daki evimi, karantinadaki yaşantımı bırakıp, salgının ortasında maskemi, kolonya ve dezenfektanlarımı yanıma alıp atladığım gibi uçağa, ailemin yanına Türkiye’ye geldim.

Beni bilenler bilir, çok yoğun çalışan, çok sosyal, faal ve seyahat etmeyi çok seven ve bol bol seyahat eden biriyimdir. O yüzden bu salgının yarattığı durgunluk, durağanlık bana çok zor geldi. Özellikle de Ankara’dayken.

Günlük yürüyüşler yapmak, parklara gidip temiz hava almak, sosyal medyaya takılmak, kitap okumak ve bol bol televizyon izlemek günlük rutinlerim olmuştu Ankara’da iken. Maalesef Ankara’da yapacak pek bir şey yoktu. Zaten şu kısıtlamalar falan derken, yaşamımız da epey kısıtlanmışken, kendimi kocaman bir açık hava hapishanesinde hissediyordum bazen.

Yani bir İzmirli olarak Ankara genel olarak hep sıkıcı ve yaşanılmaz gelmiştir bana. Hele de şimdi, pandemi döneminde daha da fena geldi. Aslında deniz olmayan tüm şehirlere hiç alışamamışımdır. Su olmalı etrafımda! Deniz olsun, nehir olsun, göl olsun farketmez. Yeter ki su olsun. Atmalıyım kendini suyun kenarına, dalıp gitmeliyim suyun büyüsüne ve unutmalıyım her şeyi bir an bile olsa su boyunca yürürken.

O yüzden özellikle bu pandemi döneminde deniz olan yerleşim yerlerinde yaşayanların çok şanslı olduklarını düşünüyorum.

Neyseki artık İzmirdeyim. Deniz’e de, İzmir’e de kavuştum tekrar. Hava da mis gibi, bahar geldi. Ağaçlar yeşermeye, dallar filizlenip çiçekler açmaya başladı. Doğa her şeye inat edercesine tekrar canlanıyor. İzmir baharda bir başka güzel. Hele sabahları martı seslerine uyanmak paha biçilmez!

Salgının hala tüm hızıyla arttığı, bizleri bırakmaya pek niyetinin olmadığı bu günlerde yapılabilecek en güzel şey kendimizi deniz kenarına, parklara ve doğaya bırakmak olacak. Yeniden kapılarını açan ama sosyal mesafe kurallarına uymayan restaurant ve kafelere gidip kendimizi ve çevremizdekileri riske atmak yerine, içimize bol bol temiz havayı ve denizden gelen o güzelim deniz havasını çekmek çok daha sağlıklı ve faydalı olacak. Bırakalım ciğerlerimiz korona virüsü yerine oksijen ve iyotla dolsun.

Sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum.

Daha Fazla Göster

İlkgül Karaca

Gazeteci / Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı