Köşe Yazıları

Hayat Ertelemeye Gelmez

An’da Kalabilmek
Sosyal medyada bir sponsorlu reklam dikkatimi çekti bu sabah. “Alkol bastırılmış duyguları ortaya çıkarır” başlıklı bir yazı. Yüksek alkollü içeceklerin özgüveni arttırdığı, düşük alkollülerin ise bilinçaltını ortaya çıkaracak rahatlığı sağladığından bahsediliyordu. Bu yazıyı okurken diğer yazılar dikkatimi çekti hesapta. Geçmişi özlerken, geleceğe kötümser bakarız başlıklı bir diğer yazıyı daha okudum. Sonra düşünmeye başladım.

Gelecek ve geçmiş bir yanadursun, niçin an’da kalmakta bu kadar zorlanıyoruz’un cevabını aradım. Maddi imkansızlıklar mıydı bizi an’da kalmaktan alıkoyan yoksa gelecek kaygısı mıydı? Belki de mutluluğu hep elimizde olmayanlarda arama isteği. Hep daha iyiye ulaşma isteği mi elimizdekilerin ve anın tadını çıkarmamıza engel oluyor? Hayat bizim havaya girmemizi beklemeyecek kadar çok hızlı ilerliyor. Plan yapıp harekete geçmemizi beklemeyecek kadar hızlı.

Geçmiş fotoğraflarımıza gülümseyerek bakarız diyordu yazıda. Halbuki özlemle andığımız günlere bakarken ki halimizin de bir gün özlemle anılarak bakılacak bir kare oluşturduğunu farkına varamayız aslında. Geçmiş eserimizdi kendi ellerimizle yarattığımız, gelecek ise belirsizliklerle dolu bir muamma.

Bir zamanlar ki iş arkadaşımın dediği sözü hatırladım.”Hayat bir gündür, o da bugün!” derdi hep. Şimdi kapatın gözlerinizi ve kendinizi dinleyin. An’da kalmaya çalışın. Susturun zihninizdeki kelimeleri. Nerde olduğunuzun önemi yok. Sadece beş duyunuzu kullanın. Etrafınızda olup biten seslere odaklanın. Her zaman duyduklarınıza değil, duyamadıklarınıza. Dokunun üstünde oturduğunuz koltuğa, sandalyeye, direksiyon ya da masanıza. Hissetmeye çalışın yüzeyi. Sıcak mı, soğuk mu, pürüzlü mü yoksa pürüzsüz mü? Duyumsadığınız ayrıntılarda boğulun, bugüne kadar farkına varmadığınız ayrıntılarda. Kokulara odaklanın. Burnunuza gelen kokuları ayrıştırın, hissedin her birini teker teker. Duyu organlarınızı kullanabileceğiniz maksimum düzeyde kullanın. Sadece gözleriniz kapalı olsun.

İşte bütün bunları yaptıysanız an’da kalmayı başardınız demektir.

Ama birçoğunuz bunu bile yapmadı değil mi? Zor geldi, zaman kaybı geldi. Aman ben bunları biliyorum zaten diye düşündü. Hayatın içinde an’da kalabilmek de aslında böyle bir şey. Geçmiş ve geleceğe odaklanmadan tadını çıkarabilmek.

Dün bir kano aktivitesine katıldım. Senelerdir gördüğüm, sonralara attığım bir istek. Sonralar hiç bitmez aslında hayatımızda. Neyi bekliyoruz ki? Doğru Zaman’ın ölçütü ne, kim belirliyor? Karar verdim katılmaya, elimde olmayan iptallerle 2 hafta sonra yani dün tecrübe ettim. Her sabah gün doğuşunu, her akşam gün batımını izlemeyerek neler kaçırdığımızı düşündüğüm gibi, kanoyu bunca yıl erteleyerek de neler kaçırdığımı bir kez daha farkına vardım. Çok yazık, geçmiş ve gelecek düşünerek geçen şimdiki zamanlarımıza. Sonuçta her şey olacağına varıyor.

Unutmayalım “Hayat Ertelemeye Gelmez”.

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı