Röportajlar

Karaburun’ da Karavan Kampı

Yeşilin çeşitli ve canlı tonlarını görebilmek için geniş bir alana yayılmış, yıllanmış güzellikte ağaçları olan keyifli bir oluşumun içindeyiz. Zeliha Asna ve eşi Erol Asna’ nın yaşam serüvenleri ve aldıkları radikal kararlarından sonra ortaya çıkan ‘Pingala’ yı Zeliha hanımdan dinledik.

Biri İzmirli, diğeri İstanbullu olan ve evlilikleri sonrası İstanbul’ un telaşlı hayatına başlayan çift 11 yılı İstanbul’ un kaosu içinde geçirirken ilk çocukları Doğa ile hayatlarına devam etmişler. Doğa 10 aylıkken de ikinci bebeklerine hamile kalmış Zeliha hanım ve şehrin stresi, kentsel dönüşüme giren alanlar, nefes almakta zorluk çekilen hava ve daha pek çok sebepten bunalıp istedikleri şeyleri yapmaya karar verirler. Karaburun’ da bulunan yazlık evlerine gelerek burada bir yıl geçirip denemeye karar verirler. Yapamazsak İzmir’ e döneriz derken bakmışlar ki iki yıl geçmiş, çocuklar bu hayatı çok sevmiş, ağaçtan meyve koparıp yemeyi ya da yüzme dersi alıp havuzda olmak yerine denizin içinde yoğrulmuş olmayı, keçilerle, kuzularla büyümeyi, en azından eğitim hayatları başlayıp kendi kararlarını alacak bilinç seviyesine erişene dek bu hayatı yaşamalarını istemişler.

Buraya gelirken amacımız böyle bir yere sahip olmak sahip olmak değildi, sadece çocuklarımız özgürce, çocuk gibi büyüsün istedik ve böyle bir hayat hayal ederek geldik diyor. Ve iki yılın sonunda evde oturmaktan sıkılıp yeni bur şeyler yapmaya karar verirler, arayış içindeyken Karaburun’ un artarak çoğalan popülasyonu için kahvaltıcı ya da konaklama için pansiyon açabiliriz diye düşünürken bunlarla fark yaratmanın nasıl olacağını düşünmüşler, tek amacımız insanlara keyif alabilecekleri nefes alanları yaratmaktı ve zaten binalardan kaçan insanlara burada da yaratılan alanda bu ağaçları kesip binalar dikmek olmamalıydı diyor. İşin içine girince otel konsepti fikri mantıklı geliyor ve arsa da kendilerine ait olduğundan alternatif aramaya başlıyorlar. Kendi hayalleri olan karavanla dünyayı gezme fikrini bu işletme projesine dahil etmeye karar verip, herkesin çocukluk hayalinde bir gün karavanla seyahat etme, içinde kalma merakı vardır diyerek bir yola çıkıyorlar. Pek çok araştırma yapıyorlar, firmalar, iklim koşuluna uyum süreçleri gibi konuları düşünüp kendilerine uygun ve yakın olan bir İzmir firması olan ‘Ortiz Karavan’ ile çalışmaya karar veriyorlar, karavanların iç tasarımını kendileri yapıyor ve hepsi aynı konsept oluyor, karavanların tek farkı ise hayat gibi renkleri… Sonraki aşamalarda bahçe dizaynı ve tesisatlar bitince 2019 Nisan ayında karavanlar geliyor ve 25 Mayıs’ ta da aktif hale geliyor. Çok ilgi gören Pingala’ da talepleri de karşılamak zor hale geliyor ve mevcut yedi karavana iki tane de çadır ekleyerek dokuz oda ile hizmete devam ediyorlar. ‘Tüm sezonu dolu geçirdik, başlarken yazın aktif oluruz dedik ama talep fazla olunca 12 boyunca açık olalım dedik. Kapasitelerinin belli olduğunu ve üzerine bir şey daha katmak insanların konfor alanlarını ihlal etmek olur çünkü insanlar buraya dinlenmeye, sakın kalıp nefes almaya geliyorlar’ diye ekliyor.

Pingala’ ya Doğru

İsim için uzun bir araştırma süreci sonunda ellerinde onlarca alternatif olduğu için çok düşünmüşler ve akılda kalan, melodik, tınısı kulağa hoş gelen ve oluşumla bağdaşan bir  anlamı da olan bu ismi ararken yoga yapan bir arkadaşlarının sunduğu alternatifler üzerine eğilmişler; bunlardan biri olan ‘Pingala’ yogada sağ burun kanalından giren hava, nefes anlamına geliyor. Çok yakın gelen bu seçenek onların işletmelerini yapma amaçlarına uygun olmuş. Amaçları insanların şehirden kaçıp bir nefes almasını sağlamak olduğundan sade, akıcı ve akılda bu isim zihinlerine de oturmuş ve herkes te beğenince işletmenin ismi ‘Pingala’ olmuş.

1000 MOTORCU 1000 ÇOCUK

İlker Kül ile yaklaşık 4 yıl önce kesişen yolları sayesinde yaptıklarından etkilenip projelerini  yakın markaja almışlar. İlker Kül 2017′ de ‘dünyayı iyilik kurtaracak’ mottosu ile yola çıkarak kurumsal iş hayatına son veri, evini kiraya vererek motosikleti ile Doğu’daki köy okullarına yardım götürmeye ve çocukların yüzünü güldürmeye başlar. Tek amaç, çocukların daha iyi şartlarda okumasına katkı sağlamak. Uzun yıllardır çalışma hayatından kalan zamanlarda çocuklar için çalışma kampları düzenliyor ve çektiği profesyonel fotoğraflarla da bu yardımlar için fon yaratıyordu, çok sayıda etkinlik ile de gönüllüleri bir araya getirdi. Ve sonunda da tüm projeler bir araya gelerek ‘1000 Motorcu 1000 Çocuk’ projesi hayata geçti.

‘Her yıl 1000 çocuk’ diyerek yola çıkan ve daha çok çocuğa ulaşmayı amaçlayan İlker Kül, bir yılda 1000 motorcunun fotoğrafını çekmeyi ve elli bin kilometre yol katederek 1000 çocuğa yardım paketi ulaştırmayı amaçlıyor.

‘Pingala’ da 3 Gün

Pingala’ nın işletmecileri proje kapsamında bizim de fotoğrafımızı çekerek ‘Pingala’ adına katkı sağlamak istiyoruz demişler ve İlker Kül’ ü 2 gün  işletmemelerinde misafir ederken çekimleri de yapılmış. Doğu’ dan, okul hayatı başarılı 7 çocuk ve ailelerini kendi imkanları ile getirme kararı almışlar, Pingala’ da 3 gün ücretsiz konaklayacaklar. 2020 Haziran’ da gerçekleşecek bu etkinlikte çocuklar için; workshoplar, çocuk yogası, drama dersleri, matematik oyunları, jimnastik gibi alternatif alanlarla, eğitim hayatının insana neler katacağını, şehir hayatında insanları nelerin beklediğini anlatacaklar.

Proje kapsamında da pek çok alanda duyarlı eğitmen katkı sağlamak için biz de varız demiş.

Çocuklara hem karne hediyesi hem de motivasyon olacak bu etkinlik toplumda da duyarlı bir kesimi harekete geçirecek diye umuyorlar.

TANER GÜNAY/İZMİR

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı