Röportajlar

KARAMANOĞLU BEYİ NURE SOFİ SIRLARIYLA ARAMIZDA

Nurten Ertul’u Türk edebiyatında farklı kılan, kimsenin kolay kolay yazmaya cesaret edemeyeceği tarihi konuları roman kurgusuyla yazmasıdır. Edebiyatta oldukça zor olan belgesel tekniğini başarıyla uygulayan az sayıdaki Türk yazarlarından birisi olan Nurten Ertul ile son romanı “ Karamanoğlu Beyi Nure Sofi Geçmişten Sırlarıyla Geldi ” hakkında konuştuk.

Ertul’a edebiyattan tarihe kadar merak ettiklerimizi bir bir sorduk, kendisi de bütün içtenliği samimiyetiyle cevapladı bizi. Bu uzun ama bir o kadar da edebiyat ve tarih severler için bilgi dolu röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz;

 

  • Nurten Ertul  kimdir? Çünkü ilk romanınız Kimlik – Elveda Kapadokya ile biz sizi “ Ortodoksluktan İslamiyet’e geçen Rum ” olarak tanıdık.  Rum ya da başka bir kimlikten olmanızın hiç bir önemi yok tabi ki, ama sizde biliyorsunuz yazarların kimlikleri her zaman bir merak konusu olmuştur daima ülkemizde?

– N. ERTUL; Öncelikle bu soru için size çok teşekkür ediyorum. Yıllar önce Zaman Gazetesi ile Haber 7.com’da benimle yapılmış olan o zaman ki röportajlarda benim bilgimin dışında olarak, yazdığım romanın konusundan dolayı belki de, arkadaşlarımız o zaman benim Rum kökenli olduğuma dair bir kanaate varmışlar. Bunu da o zaman röportajları yayınlarken haberim de olmadan bu şekilde lanse etmişlerdi. O Nedenle, evet sizinde belirttiğiniz gibi öyle bir kanı oluştu kamuoyunda o günden bu güne. Benim aile kökenimin Anadolu topraklarındaki geçmişi Roma dönemine değin gitmektedir. Biz ta o zamanlardan Roma döneminde Anadolu’ya ilk gelen Oğuz boylarındanız. Ailemiz ilk önce Karaman’a ve oradan da ardından Niğde’ye yerleşmiş.  Osmanlı’da maalesef nüfus kayıtları 1800’lü yıllarda başlıyor. Bu tarihlerde de ailem Türk ve Müslüman olarak aynı bölgelerde yaşamış oluyor. Aile kökenimin Ortodoks Türk Hıristiyan’lardan olduğuna dair herhangi bir bilgiye sahip değiliz.  Sizin de bahsettiğiniz gibi insanların ırkının ya da inancının hiçbir önemi yok. Önemli olan kimliklerin ve inançların saklı ve gizli yaşanmasıdır. Bu yüzden benim kimlik ve inançlar konusunda saklayacak hiç bir şeyim yoktur.

Bu günümü merak edenler için de şunu söyleyebilirim;  Ben ve ailem yarım asra yakındır İstanbul’da yaşamaktayız. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Muhabir olarak çeşitli gazetelerde görevler yaptım. Çeşitli projelerin editörlüğünü üstlendim. Son 16 yıldan beride roman yazarı olarak edebiyat dünyasındayım. Şu ana kadar dört farklı tarihi konuyu belgesel araştırma teknikleriyle romanlaştırdım.

  • Romanlarınızdan bize kısaca bahsedebilir misiniz?

– N. ERTUL; İlk romanım, bizim çok iyi bildiğimiz ama Türkiye halkının fazla bilmediği bir konu. Türk Hıristiyanlar olarak bilinen Karamanlılar ya da Türkofonlar/Türkopolları anlattığım Elveda Kapadokya ( Kimlik ) . Daha sonra ise ikinci kitabımın konusu olarak, Avrupa’nın ortasında en fazla kıyıma uğrayan bir milleti merak ettim. Bu yüzden Boşnakları anlatan Beyaz Zambak’ı yazdım.  İstanbul ve Roma döneminden itibaren yaşayan Türkofonlarla ilgili olarak da üçüncüsü Miras. Son ve dördüncüsü olarak Atatürk’ün de ailesinin ait olduğu Karamanoğullarını anlatan Nure Sofi’yi yazdım.  Çok üretken bir yazar olduğumu söyleyemem.  Herkesin merak ettiği buna karşılık akademik çalışmaların arasına sıkışıp kalan konuları romanlaştırarak popüler kültüre aktarmayı seviyorum.

 

  • Peki romanlarınızı nasıl yazıyorsunuz? Konuları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

– N. ERTUL; Konunun önce beni heyecanlandırmış olması  ve ilgimi çekmesi gerekiyor.  Sonra da araştırmaya başlıyorum.  Ardından toplumda rol modelleri olarak gördüğüm kişileri takip sürecim başlıyor. Tahmin ettiğiniz gibi araştırma zaman alıyor. Bu yüzden her yıl bir roman ortaya çıkartamıyorum. Başlayıp bıraktığım pek çok konu oldu. Yazarken özgür olamayacağım konuları tercih etmiyorum. Bütün malzemelerimi hazırladıktan sonra yaklaşık 6 ay hiç durmadan yazıyorum. Dikkatimin dağılmaması ve kurgusal bütünlüğün kopmaması içinde, neredeyse diyebilirim ki dış dünyayla olan bütün bağlarımı koparıyorum.  Yazmak için her zaman, hiçbir manzaranın olmadığı sadece duvarların olduğu ve yalnızca kütüphanemi gördüğüm odamı tercih ediyorum.

* Neden Nure Sofi?

– N. ERTUL; Moğollar’dan kaçarak Selçuklu’ya sığınan  Türkmenler için  Nurettin Bey önemli bir isim. Karamanoğulları tek bir Türk boyu değildir. Birden fazla Türk boyu Hazar ve Azerbaycan bölgesinden Anadolu’ya ve Ermenilerin yoğun olarak yaşadıkları Kilikya bölgesine göç etmişlerdir. O zaman Nure Sofi’nin babası Hoca Saadettin liderleriydi. Fakat birden fazla Oğuz boylarını derli toplu beylik haline getiren,  Anadolu’da  imkansızlık ve fakirlik içinde yaşamalarına rağmen Ermenilerin ellerindeki kaleleri fethederek yerleşmelerini sağlayan kişi Nurettin Sofi’dir.  Anadolu’da en önemli halk isyanı olarak bilinen Babai ayaklanmasının liderlerindendir. Nure Sofi adını alması da Babai tarikatında kazandığı ruhani unvanıdır.  Ezilenlerin ezenlere karşı birlik beraberlik içinde hareket edildiğinde zafer kazanılacağının en güzel örneğidir.  Sadece askeri ve ekonomik olarak değil kültürel anlamda da Türk tarihine önemli katkıları olan Aşık Paşazade gibi isimleri de himaye etmiştir. Buna benzer pek çok özelliğinden dolayı Türkiye’de Karamanoğulları ile ilgili yazılan ilk romana bende ilk beyinin adını vermeyi düşündüm ve verdim. Karamanoğlu tarihini iyi incelediğinizde zaten bütün beylerinin özel olarak çok iyi eğitildiğini göreceksiniz. Aynı zamanda neredeyse bütün beylerinin de çok genç yaşlarda düşmanları tarafından katledildiğini de göreceksiniz, bu beyliğin düşmanlarınca kendilerine gelecekte çok ciddi rakip olacağını görenler bunları gerçekleştirmişler. Örneğin çok bilinen Karamanoğlu Mehmet Bey lanse edildiği gibi ihtiyar bir adam olarak değil 31 yaşında,  çok iyi eğitimli ve çok cesur bir asker ve devlet adamı olarak öldürülmüştür.  Karamanoğulları da ve diğer Türk beylikleri de Anadolu’ya geldiklerinde sadece Romalı ve Ermenilerle değil aynı zamanda kendilerine sahip çıkmayan Selçuklu Devleti ile de mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

  • Son romanınız Karamanlılar olarak da bilinen Karamanoğulları. Burada merak ettiğim yüzlerce konu var.  Karamanoğulları kimmiş, neden Balkanlardan Türkiye’ye gelen her evladı fatihan “ Karamanlıyız ” diyor? Karamanoğullarını hep duyarız ama ne kadar biliyoruz. Sizin romanınızı okuduktan sonra aslında hiç bilmediğimizi anladım?

– N. ERTUL; “ Karamanlı ” genelde Türk Hristiyanlar için kullanılan bir kavram. Oysa Karamanlılar denilmesinin nedeni de ana dili Türkçe olan ve Roma döneminden itibaren Hıristiyanlığı kabul ederek yaşayan  Peçenekler, Oğuzlar, Kıpçaklar, Avarlar gibi Türk boylarının adı. Bu adla anılmalarının nedeni de tarihte Türkçe’yi ilk resmi dil ilan eden Karamanoğlu Devleti’nin sınırlarında yaşamaları. Bu devlet yani Karamanoğlu Beyliği Devleti Kırşehir, Kapadokya,  Konya, Karaman, Mersin, Silifke,  Mut, Alanya gibi geniş bir sahaya dağılmıştı. Bu bölgede yaşayan herkes ister Müslüman, ister Hıristiyan veya Ermeni kimliğinde olsunlar o zamanlar Karamanlılar olarak anılırlardı. Örneğin; Mimar Sinan için herkes bir şeyler söyler. Oysa oda bir Karamanlı’dır. Piri Reis, Kavalalı ailesi, Osmanlı’daki pek çok tüccar ve bankerler Karamanlıdır. Bu konuda benim ciddi bir bilgi birikimim oluştuğu için son romanımda da artık Karamanoğulları Devleti’ni çalışmamda konu olarak aldım. İlk romanımda Hıristiyan Türkleri ve  Yunanistan’a mübadeleyi anlattım. Karamanoğlu Beyliği’ni ise son romanımda anlattım.  Bilinenin aksine Karamanoğulları Romalı Hıristiyanlar değil.  Oğuz boylarına mensuplar. Moğollardan kaçarak Anadolu’ya geliyorlar. Anadolu’da  gerek ticari, gerek kültürel anlamda güçlü bir devlet kuruyorlar. Osmanlı ile girdikleri mücadelenin sonunda da evladı fatihan olarak Balkanlar başta olmak üzere imparatorluğun değişik yerlerine sürgün ediliyorlar.  Karamanoğulları sadece Balkanlara değil, Cezayir’e ve Tunus’a da gönderiliyorlar. Kıbrıs adasında yaşayan Türklerin büyük bir kısmı da açıkça söyleyebilirim ki Karamanoğlu Türkmenlerinin torunları.  Fatih, İstanbul’u fethettikten sonra İstanbul’un Türkleşmesini de Müslüman Karamanlılarla sağlıyor. Karamanoğullarını bildiğimizde ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Atatürk’ü çok daha iyi anlayabiliriz.

  • O halde kitabınızı mutlaka okumalıyız.

– N. ERTUL; Elbette. Okumadan zaten bir yorum yapamayız. Geleceğimizle ilgili plan yapabilmek için önce kendimizi ve geçmişimizi bilmeliyiz. Bizim en büyük eksikliğimiz biz öncelikle kendimizi tanımıyoruz. Bizi başkalarının anlatmasını bekliyoruz. Başkaları da kendi politikalarına uygun olarak bizi anlatıp konumlandırıyor. Ondan sonra da mutsuzluk başlıyor.  Karşımızdakini anlayabilmemiz için bu yüzden önce biz kendimizi doğru anlatan kitapları okumalıyız diyorum.

  • Peki  Karamanoğlu Beyi Nure Sofi romanını okuyucularımız nasıl temin edecekler?

– N. ERTUL; Güzel bir soru.  Romanlarımı, Kültür Bakanlığı’nın her sanatçıya tanıdığı yazar yayıncı sertifikasıyla yayınladım.  Bu yüzden romanlarımıza söyleşiler,  imza günleri ve sohbetlerle birlikte okuyucusu ancak buluşabiliyor. Yine de romanlara ulaşmak isteyenler sosyal medyamızdan ya da sitenizden bize ulaşabilirler.

  • Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz Nurten hanım, başarılı bir romancılık kariyeri ile birlikte size başarılı projeler diliyor ve okuyucularınıza söylemek istediğiniz son cümleleriniz neler olacak.

 

– N. ERTUL; Hepsine, sevgilerimi, saygılarımı, selamlarımı gönderiyor ve bu hassas koronavirüs günlerinde mümkün olduğunca dikkatli ve kurallara riayet eder hareket etmelerini, sağlıklı günler yaşamalarını diliyorum. Sizlere de bana bu kendimi ifade etme imkanı fırsatını verdiğiniz bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim

* K. TAVASAV; Karamanoğlu Devletinin kurucusu Nure Sofi’nin yaşamını konu alan ‘’ Karamanoğlu Beyi Nure Sofi Geçmişten Sırlarıyla Geldi… ‘’ romanın yazarı Nurten ERTUL’LA hem romanı, hem Karamanoğlu beyliği ve hem de kendisi hakkında merak edilen sorulara cevap bulmaya çalıştık. Bizde egetime dergisi  olarak başarılı yazarımıza bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyor ve yazarlık kariyerinde başarılar diliyoruz.

Yazarımızın kitaplarını şu mail adresinden talep edebilirsiniz.

Kitap İsteme Adresi; gozlukyayincilik@gmail.com

 

 

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu
Kapalı