AKADEMİSYEN GİRİŞİMCİ, DOĞAL MEYVE SUYU ÜRETİYOR

Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Ayşe İdil Kaçar, Ege Time Dergisine yaptığı açıklamada, 15 sene akademisyenlik yaptığını belirtti.

Doçentlik süresine az bir vakit kala mesleği bıraktığını vurgulayan Kaçar, “Akademisyenliğin öğrencilere bilgi aktarma kısmını sevdim. Öğrencilerimden ayrı kalacağım için üzüldüm. Ama burada da gençlerle çalıştığım için benzer şeyler oldu aslında. Sonra radikal bir kararla işletmeciliğe geçiş yaptım. İşin teorisinden pratiğine doğru bir yol aldım” diye konuştu.

Eşiyle karşısına bir fırsat çıktığını söyleyen Kaçar, eşinin kurumsal bir firmada satın alma kısmında çalıştığını daha sonra burayı devraldıklarını ifade etti.

“ÇALIŞANLARIMIZIN ÇOĞU ÖĞRENCİ”

“Kamunun kurumsallığı beni yormaya başlamıştı. Bu iş beni heyecanlandırdı. Bir sene ücretsiz izin aldım ve o sırada işleyişi öğrendim” diye belirten Kaçar, derslerde anlattığı konuları burada uygulamalı olarak gördüklerini söyledi. Kaçar, şunları söyledi: “Çalışanlarımızın çoğu üniversite öğrencisi. Onlara da keyifli bir kariyer alanı yaratabiliriz. Onlara faydalı olabilmek adına işe giriştik. Çalışanlarımız en büyük değerimiz ve farkımız. Birçoğu üniversite mezunu. Şuan yüksek lisans yapan ve bunu kariyer olarak düşünen çocuklarımız var. Bizden daha fazla sahipleniyorlar burayı. Müşterilerle ilişkileri çok güzel. Bundan sonrası için de biz de onları desteklemek istiyoruz. Buradan öğrenebildikleri her şey çok önemli.”

İşletmesindeki ürünlere de değinen Kaçar, gençlerin çok fazla şeker içeren ürünleri kullandıklarına dikkat çekti. “Glikoz şurubu içeren ürünlere bayılıyorlar. Daha doğal içerikli bir şeyler yapabilir miyiz dedik. Hem biz de içelim hem de gönül rahatlığıyla gençler de kullansın istedik. Yeni markayı çalışmaya başladık” diyen işletmeci, kahvenin yanına meyve suyunu koyduklarını ve doğal birtakım içerikler yarattıklarını söyledi.

Ayşe İdil Kaçar, “Sağlıklı olmak adına yola çıktık. Taze sıkım meyve suyu yapıyoruz. Öyle bir menü oluşturduk” diye konuştu.

Marka çalışmaları yaparken hem eğlenceyi hem de meyve suyunu çağrıştıran ismin olmasına gayret gösterdiklerini söyleyen Kaçar, “Ürün gruplarında markanın o vereceği keyfi bir yaşam kalitesi olarak biz kurguladık. Yani burada yiyeceğiniz üründen, dinleyeceğiniz müziğe, birlikte olacağınız insanlara kadar kaliteli yaşam keyfini vermek istiyoruz” diye belirtti.

“ŞEKER YERİNE BAL İLE TATLANDIRIYORUZ”

Ürün grubu olarak farklarının olduğunun altını çizen başarılı işletmeci, “Daha sağlıklı seçeneklerimiz mevcut. Tamamen doğal içerikler kullanıyoruz. Şeker yerine bal ile tatlandırıyoruz. Dünya kahveleri, özel reçetelerle hazırladığımız meyve sularımız var. Kereviz saplı, kırmızı biberli meyve suyumuz var” diye konuştu.

“Diyetisyenlerle çalışarak kalori bazlı bir hesap yaparak hazırladık” diye vurgulayan Kaçar, ürünleri antioksidanlı olması, düşük şeker içermesi, C vitamini içermesi gibi özelliklere göre hazırladıklarına dikkat çekti.

Sandviç ve salatalarının da bulunduğunu aktaran Ayşe İdil Kaçar, onları da sağlıklı bir şekilde ürettiklerini söyledi. Menü de tatlılarının da olduğunu ifade eden Kaçar, “Tatlılarımızı günlük ve taze şekilde kendimiz üretiyoruz. Burada olmaktan sürekli keyif alan kemik müşterilerimiz var. Onun haricinde hedef kitlemiz daha çok Y ve Z Kuşağı. Gelen müşterilerimiz hem burada olmaktan hem de verilen hizmetten çok memnunlar” dedi.

“İŞLETMELERİMİZ KÜLTÜR SANAT MERKEZİ OLACAK”

Sanatla da ilgilendiklerinin altını çizen başarılı girişimci, işletmesinde duvarlarında yer alan sanatsal çalışmaları kendisinin yaptığını aktardı. “Bostanlı’da bir şubemiz var. Orası biraz daha büyük bir alan. Tamamen sergi alanı olarak kullanmak istiyoruz. Pandemiden sonra sanatçıların gelip orada eserlerini sergilemesini istiyoruz” diye vurgulayan Kaçar, sanata verdikleri değeri dile getirdi.

Ayşe İdil Kaçar, işletmesinde faaliyete geçirmeyi düşündüğü sanatsal faaliyetler ile ilgili şöyle devam etti:

“Burada bir sürü etkinlik yapma planımız vardı. Mağazalarımızı bir etkinlik merkezi olarak kullanmak istiyoruz. Sanatsal bir hava olsun istiyoruz. Aynı ilgiye sahip insanlar bir araya gelip burada vakit geçirebilsinler istiyoruz. Mağazalarımızı keyifli sosyal ortamlar diye tanımlayabilirim.  Birçok sanat dalıyla alakalı projelerimiz var. Resim, heykel sergisi yapmak istiyoruz. Bu alanda gelişmek isteyen genç bir DJ arkadaşımıza kariyerinde destek olmak için burada sahnede yer vermek istiyoruz. Canlı müzik düşüncemiz devam ediyor. Sanat dallarına destek vermeye devam edeceğiz. İnsanların faydalanacağı online söyleşiler düzenlemek istiyoruz. Sosyal faydaya önem veriyoruz.”

Alsancak, Bostanlı ve Kolektif Stüdyo diye bir dans kurumunun içerisinde şubelerinin olduğunun altını çizen işletmeci, “Pandemiden dolayı planlarımızda biraz geriye düştük. Krizde ayakta kalmak birinci önceliğimiz oldu. Normalleşmeden sonra isteğimiz büyümek. Belli noktalarda olmayı istiyoruz. Cadde mağazalarının bir etkinlik merkezi ve sosyal alan olmasını çok istiyoruz. Dolayısıyla her mağazamızda ona göre tasarım yapmak istiyoruz. Buna göre bir büyüme hedefliyoruz. İzmir’den sonra İstanbul pazarına girmek istiyoruz” dedi.

Akademisyenlik hayatı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan başarılı girişimci, “Orada geçirdiğim seneler bu işte bana çok güzel katkılar sağlıyor. Arkadaşlarım da çok şaşırdı. Ülkemizde ticaret zor olduğu için arkadaşlar bir bilinmezliğe adım atacağımı söylediler. Ama ben de kendime güvenip bu işe adım attım. Daha sonradan arkadaşlarım enerjimin yüksek olduğunu görünce bana hak verdiler” diye konuştu.

Kaçar, şunları sözlerine ekledi:

“Bazen arkadaşlarım ‘acaba biz de mi böyle bir işe adım atsak?’ diyorlar. Çevremde ‘senden cesaret alıyoruz’ diyenler vardı. 20 senedir kurumsalda çalışıp işini bırakmak isteyenler bana ulaşıyorlar. Nasıl cesaret ettiğimi merak ediyorlar. Kendine güvenmek ve ne istediğini bilmek önemli. Umutsuz ve pişman bir şekilde yaşamaktansa deneyip farklı şeyler öğrenmek her zaman insanı geliştiren ve dönüştüren bir şey.  Denesinler. Oradaki kayıpta bir kazanç oluyor sonuçta.”